KUPÜRLERDEN YANSIYANLAR

Biga Şehitliği Çanakkale Savaşında yaralanan askerlerin tedavi edildiği hastanenin yanında kurulmuş ve hastanede şehit olan askerlerin defnedildiği bir şehitlik. Şehitlikte Milli Mücadele kahramanları Köprülülü Hamdi Bey ve Kani Beylerin de mezarları var.

Biga Meşhedinin anıtı İkinci Meşrutiyet sonrasında Şişli’de dikilen Abide-i Hürriyet’e benzer. İlk bakıştaki benzerliğin yanında ikisinin de tepesinde bir top temsil edilmiş. Bizimkinde fazladan barışı temsilen defne dalı vardır. Üstelik bizim şehitlik ile İkinci Meşrutiyet’in ilişkisi bu benzerlikle de sınırlı değildir.

***

İlk ve orta öğrenim hayatım boyunca herhangi bir bayramda şehitlikte yapılan törenlere katılamadım. Çünkü her okuldan küçük gruplarla yapılan bir tören oluyordu. Ancak ilk gençliğimde sık sık tırmandığımız Balıkkaya’ya çıkarken ya da inerken uğrar, kapıdaki eski yazı kitabeyi hayranlıkla izlerdim.

Çanakkale Savaşının hemen ardından yapılan şehitliğin yanındaki hastane birçok tarihi yapı gibi günümüze ulaşamadı ne yazık ki…

7 Eylül 1916 tarihli Serveti Fünun dergisinin kapağında Biga Şehitliğinin fotoğrafı ve tanıtımı vardır. Çanakkale Savaşı, Birinci Dünya Savaşı boyunca net zafer elde ettiğimiz tek cephedir ve bu nedenle basında onunla ilgili her konuya bol bol yer verilmiş. Hatta savaşın sonlarına doğru, 1918’de bile gazeteler, Çanakkale Savaşı ile ilgili ekler vermeyi sürdürüyordu.

Serveti Fünun’un kapağındaki fotoğraftan anlaşıldığı kadarıyla, şehitlik bugünkü gibi ağaçlarla kaplı değilmiş. Fotoğraf altında şunlar yazıyor: “Çanakkale zaferinde yaralanan ve tedavi için nakledildikleri Biga harp hastanelerinde şehit olan yiğit vatan şehitlerinden yüz yetmiş üç nefer namına inşasına başlanıp 10 Temmuz 1332 (1916) tarihinde resmi açılışı yapılan şehitlik ile abide…”

Bu cümleden anlıyoruz ki, Biga Şehitliğindeki İkinci Meşrutiyet ile ilişkisi abidenin İstanbul’daki Hürriyet Abidesi’ne benzerliği ile sınırlı değil. 10 Temmuz, Osmanlı’nın son yıllarında Hürriyet Bayramı olarak kutlandı. Çünkü o gün Meşrutiyet ilan edilmişti.

Derginin ikinci sayfasında ise Şehitlik kapısını ve abideyi gösteren ikinci bir fotoğrafa daha yer verilmiş. Altında yazanlar ise şunlar: “Çanakkale zaferinde yaralanan ve tedavi için nakledildikleri Biga harp hastanelerinde şehit olan yiğit vatan şehitlerinden yüz yetmiş üç nefer namına inşasına başlanıp 10 Temmuz 1332 (1916) tarihinde resmi açılışı yapılan şehitliğin girişi…”

***

Biga Şehitliği, Biga’nın günümüze kadar ulaşmış nadir tarihi yapılarından biri… 1905 yangınından sonra yapılan Hükumet binası, Fatih döneminden kalmış hamam (içindeki mini havuz Biga Askerlik Şubesi bahçesindedir), Osmanlı döneminde Numune mektebi olarak inşa edilmiş ve Fransızca eğitim veren Osmangazi İlkokulu, Çanakkale Savaşı Harp Hastanesi, Sakarya İlkokulu, Reji binası, yazlık Marmara sinemasının yanındaki çan kulesi, hatta kışlık Marmara ve İkizler sinemaları gibi sadece hafızalarda yaşamaktan kurtulmuş bir manevi abide… Umarım bu hafıza katliamına son veririz.

Her bir camiyi, her bir şadırvanı, her bir evi korumak, toplumsal hafızayı güçlendirmek, her neslin tarihin kendisiyle başladığı sanma aymazlığından kurtarır.

Bugüne ulaşabilmiş, Halkevi binasını, Ulu Camiyi, Çarşı Cami ve şadırvanını, Biga içinde kalmış Osmanlı mezarlıklarını, Halim Bey konağını, MRG Hotel’i, birkaç şanslı evi gözümüz gibi korumamız gerektiğini idrak ederiz umarım.

Serveti Fünun1894_1316-2Serveti Fünun 1894_1316-1hüriyet abidesi