Birbirimizi tanısak da yakınlaşmamız ve dostluğumuz son yıllarda gerçekleşti. Önceki dönem Belediye Meclisindeydi ve İbrahim Dizman’la birlikte yaptığımız çalışmalar sırasında Zafer Taşkın’ı yakından tanıma şansına sahip olmuştum.

Birbirimizi tanısak da yakınlaşmamız ve dostluğumuz son yıllarda gerçekleşti. Önceki dönem Belediye Meclisindeydi ve İbrahim Dizman’la birlikte yaptığımız çalışmalar sırasında Zafer Taşkın’ı yakından tanıma şansına sahip olmuştum.

Twetter’daki hesabının profil fotoğrafından da anlaşılacağı gibi çok yönlü ve ilginç bir kişiliği vardı. Masaya ve bu fotoğrafın anlattıklarına döneceğim ama önce tanıdığım Zafer Taşkın’dan bahsetmek istiyorum.

***

Öncelikle farklı meslekleri icra etmişlere mahsus bir kendine güveni ve çok yönlülüğü vardı. Babası (Kuka) Nuri’nin şoförlük mesleğiyle iş hayatına başlamış, zamanla hurdacılığa yönelmiş, son olarak da hurdacılıkla beraber mobilya üretimi yapan bir tesis kurmuştu.

İş hayatının tekinsiz sularının tehlikeleriyle mücadelesinde metaneti elden bırakmıyor, savaşmayı fasılasız ve sanki iradesi dışındaymışçasına sürdürüyordu.

Yeni veya bildiklerini değiştirebilecek bir bilgi ile karşılaştığında, muhafaza için savunmaya geçmiyor, bilakis duyduklarını daha iyi anlamak ister gibi, hafifçe boynunu uzatıyor, ilgiyle dinlerken, gözlerinde zekâ pırıltıları dolaşıyordu.

Tanıdığım en tutkulu ‘toplayıcı’lardan biriydi. Koleksiyoncu demiyorum çünkü tasnif, kayıt ve sınırlama yapmadan ‘her şeyi’ topluyordu. Ancak, bu durum topladıklarının değerini düşürmüyor. Maddi değerleri olmasa da manevi değeri çok yüksek obje ve efemeralara sahipti. Özellikle Biga için değerli bu obje ve efemeraların korunması için değerli evladı Samet Taşkın’a büyük görev düşüyor. Muhtemelen Belediye Bandosunda kullanılmış bir saksafondan kalan parçalar, yine muhtemelen Biga Halkevi’nden kalma 16 mm’lik bir sinema makinesi, birbirinden ilginç radyo ve pikaplar, kılıç ve piştovlar, kim bilir hangi esnafın kullandığı terazi ve dirhemler, Biga eşrafına ait pasaport ve kartvizitler…

Zafer Ağabey, büyük bir zevkle her birini gösterir, yorumlarımızı heyecanla dinlerdi. Samet kardeşimin de babasının bu emanetlerini özenle saklayıp gelecek kuşaklara aktarılması için çaba göstereceğine inanıyorum.

***

Gelelim Zafer Ağabey’i hakkıyla anlatan fotoğrafa…

Öncelikle, titizliğini ve işine verdiği önemi gösteren beyaz gömleğine dikkat çekmek istiyorum. Zafer Ağabey, ‘beyaz yakalı’ bir hurdacıydı… Hurdanın anlamı işe yaramayacak duruma gelmiş parçalar olsa da Zafer Ağabey, her zaman işe yarar taraflarını görürdü. Zaman zaman ünlü antika ve sanat koleksiyoneri Ayşegül Nadir ile tanışmasını ve Ayşegül Hanımın hurdalara bakış açısını değiştirmesini anlatırdı. İşini sürekli geliştiren karakterinin ve gelişmeye açık yapısının simgesi gibi duruyor beyaz gömleği.

Masanın üstündeki iki sigara paketi iptilası ile olan sıkı bağının göstergesi. Yedek paket, hem tedbirliliği hem de sigarasızlığa tahammülsüzlüğünün göstergesi.

Manyetolu telefon, eski radyo ve üstündeki toprak vazolar, geçmişe ve yaşanmışlığı olan objelere verdiği değeri yansıtıyor. Bu arada yeniliğe açıklığı ve uyum kabiliyetinin kanıtı bilgisayarın da aktif olarak kullanıldığı anlaşılıyor.

Masası karmaşık olsa da haftalık masa üstü takvimindeki notlar, çalışma disiplininden uzak olmadığının kanıtı.

Duvardaki fotoğraflar ise aileye verdiği önemi gösteriyor.

Zafer Ağabey, sohbetine, dostluğuna doyamadan aramızdan ayrıldı ve bir hoş seda bıraktı.

Allah rahmet eylesin…

zafer taşkın