Mevsim değişiminde bağışıklığımızı desteklemek için yapılacak adımlar Mevsim değişiminde bağışıklığımızı desteklemek için yapılacak adımlar
Korona Virüs vakalarının durumu, salgın riskinde sağlık emekçilerinin mağdur edilmesi, virüsün meslek hastalığı olarak kabul edilmemesi Sağlık Emekçileri arasından büyük rahatsızlıklara sebep oluyor. Öte yandan her geçen gün Sağlık çalışanlarının virüs nedeniyle yaşamını kaybetmesi tepkilere sebep oluyor. Çanakkale’de daha önce birçok sendika tarafından dile getirilen İl Sağlık Müdürü ve Devlet Hastanesi başhekimi arasında yaşanan tartışma nedeniyle sağlık çalışanlarının mağdur edilmesine bir tepki de Çanakkale SES sendikasından geldi. “152 SAĞLIK ÇALIŞANI ÖLDÜ, 40 BİNİ ENFEKTE OLDU” Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Çanakkale Şubesi yönetimi ve üyeleri bugün Çanakkale İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir araya gelerek seslerini İl Sağlık Müdürü Dr.Ali Taşçı’ya duyurmaya çalıştılar. İl Sağlık Binası girişinde eylem yapan Sağlık Çalışanları yaptıkları açıklamada; “Bakanlığın açıkladığı günlük resmi verilerin aksine, gerçek rakamların çok daha fazla olduğunu hepimiz biliyoruz. COVID-19 dezavantajlı kesimleri daha çok etkilemiş, hastalandırmış ve öldürmüştür. COVİD-19 salgınında da riski en yüksek meslek grubu sağlık çalışanlarıdır ve artan iş yükleriyle her zamankinden çok çalışmak zorunda bırakılmışlardır. Sağlık çalışanlarında COVID-19 sıklığı da toplumun çok üstündedir. Pandeminin başladığı günden bu yana 152’den fazla sağlık çalışanı hayatını kaybederken, 40 bini enfekte olmuştur” ifadelerini kullandılar. “KAÇ SAĞLIK ÇALINI DAHA ÖLÜRSE…” Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Çanakkale Şubesi yönetimi, Covid-19 salgınının Sağlık çalışanları için meslek hastalığı olarak kabul edilmemesine de tepki göstererek; “Uluslararası Çalışma Örgütü gibi kuruluşlarca ve 129 ülkede meslek hastalığı kabul edilen Covid-19’un, bizde de kabulü için daha kaç sağlık çalışanı ölmeli, hasta olmalıdır? Salgına karşı mücadeleye odaklanmak zorunda olan sağlık emekçileri nitelikli, kişiye uygun, yeterli sayıda koruyucu ekipmana erişemezse, iş yükünden dolayı bu ekipmanları kullanamazsa, riskine ve emeğine göre ücret alamazsa, dinlenemezse, daha iyi beslenemezse, evindeki çocuğunun, bakıma muhtaç yakınının bakım sorunu giderilmezse, düzenli test yapılmazsa, aşı için öncelikli grupta yer almazsa, istihdam eksikliği giderilmezse, şiddet görürse, kendini değersiz hissederse, meslek odaları ve sendikaları karar alma süreçlerinde yer almazsa, bu salgınla mücadele edilemez, salgın kontrol altına alınamaz” ifadelerini kullandılar. “VALİMİZE’DE İL MÜDÜRLÜĞÜNE DE ÖNERİLERİMİZİ SUNDUK AMA..” Çanakkale Valisi İlhami Aktaş’ın sendikalarını ziyaretinde, İl Sağlık Müdürü Dr.Ali Taşçı’ya da hazırladıkları 13 sayfalık raporu sunduklarını açıklayan sendika yönetimi; “KESK’ e iade-i ziyaretinde Sayın Valiye, sonrasında İl Sağlık Müdürlüğüne sunduğumuz 13 sayfalık “COVID-19 Pandemi Değerlendirme ve Öneriler Raporumuz”, bu anlamda yol göstericidir. Kamu otoritelerince dikkate alınmasını talep ediyoruz. Sağlık Bakanlığı 27 Ekim tarihli Genelgesiyle, pandemiyle mücadelede temel stratejisinin sağlık emekçilerini öldüresiye çalıştırmak olduğunu tekrar ilan etmiş, yıllık izin, emeklilik ve istifa haklarımız durdurulmuş, dinlenme hakkımız yok sayılmıştır. Sayın Vali başkanlığında toplanan İl Hıfzısıhha Kurulunun, İl Sağlık Müdürünün de imzası bulunan 4 Kasım tarihli “ildeki tüm kamu kurum ve kuruluşlarının uzaktan, dönüşümlü ve eksik çalışmaya geçmesi” kararı da ısrarla uygulanmamaktadır” ifadelerine açıklamalarında yer verdiler. “KURUL KARARLARI YOK HÜKMÜNDE MİDİR? KAĞIT ÜSTÜNDE KALACAKSA..” Vali İlhami Aktaş başkanlığında toplanan İl Hıfzısıhha Kurul kararlarına uyulmamasına tepki gösteren sendika; “Kurul kararları yok hükmünde midir? alındıktan sonra kadük mü olmaktadır? kâğıt üstünde kalacaksa kamuoyuna duyurmayınız!  Pandemiyi devlet yönetir, halk değil. Halkı sorumlu tutup, yükü sağlıkçıya yıkıp, toplumsal dayanışmayı bozamazsınız. Salgının boyutu gün geçtikçe artarken, sayıca azalan, yoğun çalışma temposuyla tükenen, genelgelerle hakları gasp edilen, ücretleri iyileştirilmeyen, iş yerlerinde giderek artan şiddete maruz kalan, hastane yönetimlerinin baskı ve mobbingiyle uğraşmak zorunda bırakılan sağlık çalışanlarının sesini duyun” ifadelerine yer verdiler. “ÖZLÜK HAKLARIMIZI GASP ETMEYİN, EMEKLERİMİZİN KARŞILIĞINI VERİN” İl Sağlık Müdürü Dr.Ali Taşçı ile Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi Başhekimi Dr.Ufuk Tali arasında yaşanan tartışmalar nedeniyle mağdur edildiklerine bir kez daha dikkat çeken Sendika yönetimi; “Bugün açlık sınırı asgari ücretin üzerine çıkmış, yoksulluk sınırı 7.500 lirayı aşmıştır. Yıllardır “malum yandaş ve sarı sendikanın” kabul ettiği TİS’lerle mahkûm edildiğimiz %3 lük zamlarla, maaşlarımız her geçen gün erimektedir. Hızla yoksullaşıyoruz! Bizler kamusal sağlık hizmeti veriyoruz. Kamu hizmeti performans ile ölçülemez. Sağlık çalışanlarına hastanelerin gelirine göre ödeme yapılamaz. Aynı işi yapan, aynı riski üstlenen, aynı statüdeki çalışanlara farklı ücret ödenemez. Alkışlarla yaşatılmaya çalışılan sağlık emekçilerine ilk 3 aylık tavandan ek ödeme düzenlemesiyle, 4D’ li işçiler hariç memur ve sözleşmelilere bir parmak bal çalınmış, sus payı verilmiştir. Ağustos-Eylül-Ekim aylarını kapsayan 2. düzenlemede, her meslek grubu için ayrı katsayılar belirlenmiş, COVID-19 hastasına hizmet verme kriteri getirilmiş, listeleri belirleme yetkisi Hastane Başhekimlerine, onay yetkisi İl Sağlık Müdürüne verilmiştir. Her iki düzenlemeyle de ödemeler idarecilerin insafına ve çatışmasına terk edilmiştir. İlkinde aynı riski üstlenen binlerce işçi kapsam dışı bırakılırken, ikincisinde ödeme yapılacak personel çok sınırlı tutulmuştur. Öyle ki, Sağlık Müdürüyle Çanakkale Devlet Hastanesi Başhekimi arasındaki anlaşmazlık ve çatışma nedeniyle, sınırlı sayıda personel tavandan ek ödeme alabilmiştir” ifadelerini kullandılar. “SALGINLA MÜCADELE EDEN PERSONELİN NEREDEYSE HİÇ BİRİNE EK ÖDEME YAPILMADI” Mağduriyetin sadece hekimlerle sınırlı olmadığını ÇOMÜ Pandemi hastanesi çalışanlarının da aynı şekilde mağdur edildiğine dikkat çekilen açıklamada; “Acil Servis önündeki basın açıklamasıyla emeklerinin karşılığını talep eden sağlık çalışanlarının hak arama mücadelesi; Müdürlük sitesindeki duyuruyla kamu hakkını gasp etmekle itham edilmiş, kamuoyu vicdanına havale edilmiştir. Açıklamada, hem “Devlet hastanemizde hasta takibi yapılmasa da başvuran hastaların ayrıldığı triyaj, PCR numune alma ve enfeksiyon servislerinde çalışan personele %100 ek ödeme verilmektedir.” hem de “Sağlık Bakanlığı yazısındaki iş ve işlemlere karşılık gelen ek ödemeler çok cüz’i kişilere yapılmak durumundadır.” denilerek; malumun ilanı ve adaletsizliğin itirafı yapılmıştır. Oysa, COVID-19 şüphesi olan her hastayı karşılayan, muayene ve tetkiklerini yapan, müşahedesini takip eden, yatarak tedavi görmesi gerekenleri sevk eden, test amaçlı COVID-19 polikliniğine ya da izole servise yönlendiren, Ağustosta (57), Eylülde (92), Ekimde (84) toplamda 233 hastayı ön planda COVID-19 düşünüldüğünden 112 aracılığıyla ÇOMÜ Pandemi Hastanesi Acil Servisine sevk eden Acil Servis çalışanları başta olmak üzere, COVID-19 hastalarına hizmet veren servis ve birim personelinin neredeyse hiçbirine tavandan ek ödeme yapılmamıştır. Pandemi sürecinde de yetersiz sayıyla uzun saatler çalıştırılan ve ağır işyükü altında ezilen, tükenen tüm sağlık emekçilerinin hakkı tavandan ek ödemedir. Kamuoyunu yanıltmaya yönelik göstermelik düzenlemeler, kayıplarımızı telafi etmekten uzaktır” denildi. “YETKİLİ SENDİKA İKTİDARLA TER DÜŞMEMEK ADINA SESSİZLİĞİNİ KORUYOR” Çanakkale SES sendikası yönetimi açıklamalarının devamında hem bakanlığa hem de Çanakkale Sağlık İl Müdürlüğüne önerilerini sıralayarak, hükümete yakınlığı ile bilinene sendika yönetimine de tepki gösterdiler; “Sağlık Bakanlığı’na ve İl Sağlık Müdürlüğü’ ne çağrımızdır; Atama bekleyen binlerce sağlık emekçisinin derhal kadrolu, güvenceli ataması yapılmalıdır. Hukuksuzca ihraç edilmiş tecrübeli sağlık emekçileri derhal işlerine döndürülmelidir. Güvenlik soruşturması sebebiyle işe başlatılmayan sağlık emekçileri bir an önce işlerine başlatılmalıdır. Pandemi yönetiminde sağlık alanındaki emek ve meslek örgütleri karar alma süreçlerine dahil edilmelidir. COVID-19, iş kazası ve meslek hastalığı kapsamına alınmalıdır. PCR testleri haftada bir yapılmalı, grip aşısı tüm sağlık emekçilerine bir an önce yapılmalıdır. İzin, dinlenme, emeklilik hakkı gibi kazanılmış haklarımıza hiçbir koşul altında dokunulmamalıdır. Güvenli çalışma ortamı sağlanmalı, sağlıkta şiddet önlenmelidir. Hamilelere, kronik hastalığı olan ve 65 yaş üstü tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine idari izin verilmelidir. Tüm sağlık çalışanları uzaktan, dönüşümlü ve eksik çalışmaya geçirilmelidir. Bütün sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin temel ücretleri yoksulluk sınırının üzerinde düzenlenmelidir. Bir çağrımız da gerçek sendika ihtiyacı duyanlara. Sağlık alanında tüm bunlar yaşanmaktayken, sözde yetkili sendika kendisine üye olan sağlık emekçilerinin sorunlarıyla ilgilenmek, taleplerini alana taşımak yerine; iktidarla ters düşmemek adına sessizliğini korumaktadır. Gerçek sendikaya ihtiyacın iyice belirginleştiği bu zor günlerde tüm sağlık emekçilerini sendikamız çatısı altında örgütlenmeye, birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.

Editör: TE Bilisim