Ayşe Arda lisede fizik öğretmenimdi.  Fizikçi derdik ya hani. Kendisi iddialı ve bir o kadar da ciddi bir öğretmendi. Gerçi döneminde hemen hemen bütün öğretmenler aynıydı. Okulların da kuralları farklıydı. Örneğin kahverengi, lacivert ya da siyah renkte ayakkabı giymek zorundaydık. Aksi taktirde kapıdan geri çevriliyorduk. Saçları salmak yasaktı. Kolda, boyunda ve kulakta asla takı olmazdı. Etek boyunuz diz hizasında ya da diz altında, üzerinizde sadece okul kıyafeti olmak zorundaydı. Tırnaklar temiz, kesik, erkeklerin traşı da muazzam olurdu. O zaman isyan etmek aklımıza gelmezdi bu kurallara. Edemezdik de zaten. Çünkü kurallar tekti ve herkes, ailemiz de dahil bu kuralların en doğrusu olduğunu düşünüyordu. Bugün de düşündüğümde ‘iyi ki de öyleymiş’ diyorum. Lise 1’inci sınıfta fizik dersimize gelirdi Ayşe Arda. Daha o zaman bölümlere ayrılmadığımız için genel olarak fiziğe giriş gibi anlatırdı dersi. Bugün hala ondan öğrendiklerimle genel fizik yasaları konusunda havamı atarım. Bir kolej açacağını duyunca arkadaşlarla azıcık dedikodusunu yaptık Ayşe Arda’nın. Sululuğu sevmez, okulda asla sakız çiğnetmez, dersini kaynatamazsınız ve asla kopya çekemezsiniz. Bakalım dedik, özel okulda yapabilecek mi bunları? Bizimki de ezberden konuşmak işte. Evet, arkadaşlar. Gözümle gördüm. 25 yıl önce neyse bugün de aynen öyle. İddialı, ciddi, kendinden emin, ne yaptığını bilen ve çok sevimli. İyi ki tanımışım kendisini. İyi ki çekinmişiz ondan ve iyi ki bizim fizikçimiz olmuş.

aysearda7

Hadi gelin, 38 yıldır her türlü eğitim sisteminde dimdik durmuş Ayşe Arda’yı daha yakından tanıyalım.

Kaç doğumlusunuz? Nerede doğdunuz?

1960 yılında Umurbey’de doğdum.

Eğitim hayatınız nasıl ve nerelerde geçti?

İlkokul ve ortaokulu Umurbey’de okudum. Liseyi ise Çanakkale Lisesi’nde okudum. Başarılı bir öğrenciydim. Bizi yönlendiren kimse olmadığı için yanlış tercihlerden dolayı lise ve üniversite arasında 2 yıl kaybım oldu. Üniversitede Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fizik Öğretmenliği bölümünü okudum.

Kaç yıldır öğretmenlik yapıyorsunuz?

Bizim dönemimizde de şimdiki KPSS gibi yeterlilik sınavı vardı. Onu geçtim. 1985 yılında öğretmenliğe başladım.

Gürbüz Arda ile ne zaman tanıştınız?

Üniversitede tanıştık. Hatta öğrenciliğimizin 2’nci yılında evlendik. Beraber büyüdük. Hem öğrenci, hem eş, hem dost, kısacası her şey olduk birbirimize. Hep aynı okullarda çalıştık. Sabah birlikte evden çıktık, akşam birlikte eve girdik. 41 yıldır evliydik.

aysearda1

Zor olmadı mı evde birlikte, işte birlikte olmak?

Asla olmadı. Gürbüz o gün okulda değilse ben onu görmeyince canım sıkılıyordu, huzursuz oluyordum. Bir de geleneksel bir yapım var. Belki de ondan eşim yanımdayken her anlamda daha rahat oluyordum.

İlk nerede başladınız öğretmenliğe?

Erzincan Çayırlı Lisesi ilk görev yerim oldu. 3 yıl orada görev yaptık. Doğu hizmetimizi bitirdik ve sonra Bayramiç’e geçtik. Ama 3 ay görev yaptık orada ve 1989 Kasım sonunda Mehmet Akif Ersoy Lisesi’ne, Biga’ya geldik. Ben 2009 yılında emekli oldum. Mezun ettiğim ilk öğrencilerimden 50 yaşına gelenler var artık.

Tartışmalı anıt için bir hamle de Demirkol’dan: Hukuki süreç başlıyor Tartışmalı anıt için bir hamle de Demirkol’dan: Hukuki süreç başlıyor

Var mı aklınızda ilk mezun olan öğrencilerinizden birkaç isim?

Doktor Ahmet Zeren var. Hamdi var, eczacı, Çiçeklidede Eczanesi’nin sahibi. Doktor Volkan Ayhan var…

Nasıl karar verdiniz emekliliğe? Emeklilikten sonra nasıl oldu süreç?

Aslında düşünmüyordum başlarda emekliliği ama zamanla öyle gelişti. Bir süre dershanelerde çalıştım. Eşim çalışmaya devam ediyordu. O emekli olmadı benimle birlikte. Ben de düşündüm, ‘Gel, dershane açalım’ dedim. Emekli oldum ama çalışmayı seviyorum. Öğretmeyi seviyorum. Eşim 1 yıl daha devlette devam etti ama o 1 yıl çok yordu onu. Öğrenciler ve veliler yanlış anlayacak, dershanesine öğrenci topluyor diyecekler diye çok hassas davranıyordu o konularda. Zaten sonra hemen emekli oldu. O dönem ben dershanenin başındaydım. Bir süre sonra dershaneler kapanınca eğitimden başka bir şey yapamayız biz, yani doğamızda yok. Eğitime devam etme kararı aldık ve temel lise olduk. Temel lise ile ilgili kanuni değişikler oldu ve şimdiki bulunduğumuz noktadayız.

Bu binayı siz mi yaptırdınız?

Burası ilk kaba bina şeklindeydi. İçerideki sınıfları, bölümleri her şeyi tek tek bana aittir. Burası okul işte diyemezsiniz. Sadece içeride eğitim vermekten öte öğretmenlerin ve öğrencilerin refahı için yıllarca öğretmenlik yapmış biri olarak ortak taleplerin birçoğuna hakimim zaten. Biz de o hassasiyetle ince ince düşünerek, plan yaparak hazırladık kolej binamızı. Resmen de standartlar yönergesine hakim olduğum için severek yaptım.

244549570_2990337544547849_6977065181816759172_n

Hangi bölümler var burada şu anda?

Ortaokul, Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi var.

Fen Lisesi’ne nasıl öğrenci alıyorsunuz? Yani burası özel okul sonuçta. Bir sınav puanı istiyor musunuz?

Tabiki yüzdelik dilime göre alıyoruz. Hatta ilk koleji açtığımız sene sınav yerleştirmeleri bitmişti. Yüzdelik dilime göre alalım diye o yıl Fen Lisesi öğrencisi almadık. Bir sonraki yıl yüzde 10’luk dilime kadar 9’uncu sınıf öğrencisi aldık. Ve aldığımız öğrencilerle devam ettik. Yani örneğin Fen Lisesi’nde 9’uncu sınıf açtığımızda 10’uncu sınıfa gitmek için talep oluşuyordu. Fakat 10’uncu sınıf için o zaman sınıf açmadık. Burada yaptığımız hareketin amacı aslında kendimizle yarışmaktı. Şu an o öğrencilerim 11’inci sınıftalar ve yüzde 2’lik dilimde öğrencilerim var o sınıfta.

Siz derslere giriyor musunuz?

Evet. Fen Lisesi 9’uncu, 10’uncu ve 11’inci sınıflara ve Anadolu Lisesi’nin 12’nci sınıflarına derse giriyorum. Tabiki fizik dersine ben giriyorum.

Ben de sizin öğrenciniz oldum. Biz lisede öğrenciniz olduğumuz zamanlarda sert bir tavrınız ve kesin kurallarınız vardı. Hem kurucu olduğunuz, hem de öğretmenlik yaptığınız kolejde bu mümkün oluyor mu?

Evet, tabiki. Benim normal halim de öyle yani. Sadece okulda öyle değildim ama o gün nasılsam bugün de aynen öyleyim. Ben yıllarca gerek eğitim gerek öğretim sisteminin içindeydim ve benim kurallarım diye bir şey yok. Toplumun kuralları, eğitim ve öğretimin kuralları var. Ben öğrencilerimin gençliğine ya da görüşlerine saygısızlık yapmam, yapmadım da. Okul içerisinde, sınıf içerisinde yani herkesin birlikte zaman geçirmek zorunda olduğu alanlarda, bulunduğu kurumun kurallarına uygun şekilde davranmasını isterim ve bunun için öğrenciyi uyarırım ya da yönlendiririm. Öğretmenler olarak bizler de yıllarca o kurallara göre çalıştık. Kurallar sadece öğrenciler için değil. Tabiki burada da aynıyım. Asla ‘Öff’ demedim ve hep söylüyorum. İyi ki öğretmen olmuşum. Asla öğrenci ayırmadım, kim olursa olsun. Hala sakız çiğneyen öğrenciyi uyarırım mesela. (Burada çok güldük. Bizim öğrencilik yıllarımızda da sakızdan hiç hoşlanmazdı). Burada okul kıyafetini giymeden gelen öğrenci eve gider, giyinir ve tekrar gelir. Benim okulumun forması üzerindeyken sokakta öğrenciye ve genç birine yakışmayan hareketlerle görmek istemiyorum ve bunu öğrencilerimiz biliyor. Cep telefonu mesela. Girişte gördüğün dolap var ya. Oraya bırakıyorlar telefonları. Çıkarken de alıyorlar. Dikkatlerini aşırı derecede dağıtıyor ve en kötüsü iletişim kurmuyorlar. Eskiden böyle bir şey yoktu mesela. Buradaki öğretmen kadromuz, aşçımız, hizmetlimiz hepimiz bir bütünüz. Herkes çocuklara kendi evladı gibi yaklaşmaya çalışıyor. Herkes herkesin adını bilir. Öğrencilerimizin yaşları gereği öğretmen olurken arkadaş da olmanız gerekiyor. Arkadaşlığın dozunu ayarladığınız sürece, bu dengeyi sağladığınız sürece saygı, sevgi ve disiplin, hepsi sırasıyla geliyor zaten. Oradaki öğrenci, buradaki öğrenci diye bir şey yok. Öğrenci her yerde aynı. Buradaki velilerim de bu disiplinden gayet memnun. Burasının farkı şu olabilir. Bizim tecrübelerimiz ve devletin kuralları farklı. Kolejin kuralları farklı. Örneğin tecrübelerimizden faydalanarak bazı kuralları esnetirken, bazı kuralları da sıkılaştırdık gibi diyebiliriz fark olarak.

aysearda6

Şu anda öğrencilerinizin çocuklarının öğretmenliğini yapıyorsunuz. Güncelleyebiliyor musunuz kendinizi? Tecrübe tamam da eğitim sistemi, nesil her şey değişti. Nasıl ayak uyduruyorsunuz?

Aktif olarak hep çalıştığım için zaten içlerinde, onlarla birlikte, ben de otomatik olarak kendimi güncelliyorum. Zaman içerisinde değişmeyen hiçbir şey yok. Annelerimiz, babalarımız, herkes değişiyor. Bu işi yapmak isterseniz değişmek zorundasınız ama özel bir çaba harcamaya gerek yok. Az önce bahsettiğimiz kurallar da böyle. Çocuk her yerde çocuk ama her neslin uyaranları farklı. Veli farklı. Hatta eğitim sistemi bile farklı. Seninle benim temas ettiğim zamanın üzerinden 24 yıl geçmiş. Bugün o kuralları konuşabiliriz, tartışabiliriz ama hala aynı olmakta ısrar edersek önce en büyük zararı kendimize veririz. Biz devlet okulunda çalışırken de şartlar, durumlar farklıydı, bugün ise çok farklı. Ben de kendimi gençlere emanet ettim. Öğrenme enerjimin en büyük kaynağı onlar. Benim bir şey yapmama gerek yok. Eğitimin içinde olduğum sürece zaman zaten beni güncelleyecek.

aysearda5

Ödev veriyor musunuz burada?

Çok fazla değil. Neredeyse vermiyoruz diyebilirim. Günde 9 saat ders görüyorlar burada. Sıkılmayacakları şekilde bir program hazırlıyorum. Aralara nefes alabilecekleri dersleri serpiştiriyorum. Hangi saatte, hangi ders mesela. Bunlar çok önemli ders programında. Akşam ise kısa bir pekiştirme sonrası aile zamanı olmalı herkesin. Bu herkesin hakkı. Burada zaten yeterince ders görüyorlar. Velilerime de söylüyorum. Özel derse göndermeyin diye. Burası kolej. Kolej öğrencisinin özel derste ne işi var. Zaten sınıflarımız 12-13 kişilik bizim. Varsa eksik, biz burada hemen boşlukta o eksiği kendimiz özel şekilde kapatıyoruz.

Dün ile bugün arasındaki eğitim sitemi farkını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Değişmenin kaçınılmaz olduğu konusunda bahsettiğimiz gibi eğitim sistemi, müfredat ve mevzuat dahil her şey çok değişti. Karşılaştırma yapmak bize bir şey kazandırmıyor. Dünki sistemde neler yaptık, bugün bu sistemde ne yapmak lazım, bunlara bakmak lazım. Bilgiyi verme şekli, disiplin yönetmeliği, sınıf geçme kuralları bugün artık başka çalışıyor. Bu şekilde ne yapmalı, bize ne fayda sağlar, bu konular üzerine yoğunlaşıyoruz.

aysearda4

Neden Açı markası ile anlaştınız?

Açı aynı zamanda yayıncı bir kuruluş. Ben devlet okulunda çalışırken de Açı’nın soru bankalarından faydalanırdım. İsteyen öğrencime de tavsiye ederdim ve çok beğenirdim. Hem LGS hem de TYT ve AYT’de nokta atışı sorulara mutlaka ulaşıyorlar. Bana gelen öğrencim kitabını da benden alıyor. Başka bir yerden kitap getirtme ya da aratma sorunu yaşamıyoruz.

İngilizce dersi için hangi kaynaktan faydalanıyorsunuz?

2 yıldır Cambridge yayınlarını kullanıyoruz.

Kısa vadede hedefleriniz neler?

Tek ve en büyük hedefim; iyi insan, iyi öğrenci yetiştirmek. Sadece akademik başarı ile iyi insan olunmuyor maalesef. Hayatı ciddiye alan, standartlarını bilen çocuklar, gençler lazım. Okul elbette önem sırasında benim için ilk sırada ama sadece okumuş olmak değil. İnsani değerlerden nasibinizi almadıysanız para kazanmaktan başka bir işe yaramaz diplomanız. Eğer ‘Akademik olarak bir yerlere gelmek istiyorum’ diyen öğrenciler varsa da burada kural sadece zeki olmak ya da bir sınavda iyi not almış olmak değildir. Bu herhangi bir mesleki eğitimde de böyle. Plan, program ve disiplin hayat boyu geçerli. Sabahlara kadar ders çalışmak zorunda değilsin. Gençsin, gezeceksin, sosyalleşeceksin önce. Nasıl öğrendiğini öğren ve bu planla gününün bir kısmını dersine ayır. İsteyecek, planlı çalışacak ki biz de başarısını sürekli hale getirelim. Biz bunun için buradayız ve en iyi yaptığımız şey bu zaten.

aysearda3

Bursluluk sınavınız ne zaman? Veliler bu sınavları bekliyor gerçekten?

14 Ocak 2023 tarihinde iki oturum şeklinde yapılacak. Sınava girmek isteyen 4’üncü sınıftan 11’inci sınıfa kadar herkes online olarak sosyal medya hesaplarımızda bulunan linke tıklayarak kaydını yaptırabilirler.

Son olarak Gürbüz Arda’nın vefatını sormak istiyorum. Ani bir ölüm, değil mi?

Evet, ani bir vefattı. Lenfomaydı (kan kanseri) kendisi ama 2 defa atlattı. Hatta 3’üncü defa geçirdi ama kalp krizinden vefat etti. Hastaneye ilaç almaya gittik. Orada kalp krizi geçirdi. Solunum yetmezliği yaşadı. Çarşamba akşamı 17:30’da arabaya bindik, birlikte İstanbul’a gittik. Çocuğumuzda yemek yedik. Bir problem yoktu. Perşembe akşamı ise aniden vefat etti.

Gürbüz Arda’nın ölümünden sonra çok konuşuldu. Kolej devam edecek mi diye?

Burası aynı zamanda Gürbüz Arda Kampüsü oldu artık. Bu eğitim yuvası eğitimine ve öğrenimine devam edecek. Ben de Allah izin verdiği sürece başında olacağım.

(Röportaj: Çiğdem Özden Demiray)

aysearda2

255398553_1718640311860555_5757677076585540200_n

Editör: Ahmet Tunç