(ÖZEL RÖPORTAJ – AHMET TUNÇ)

Biga’da üniversiteden mezun olan 23 yaşındaki yüksek lisans öğrencisi Melike Moroğlu, koronavirüs salgını sürecinde 36 gün kaldığı İtalya’daki Koronavirüs dönemi günlerini ve Türkiye’ye dönüş sürecini Medya Lokum’a anlattı.

Sorularımızı yanıtlayan Moroğlu, Türk öğrencilerin yaşadıklarını, Türkiye’ye geldiğinde neler hissettiğini de okurlarımız için paylaştı. Samsun’daki karantina altında bulunduğu yurttan İtalya’daki korku dolu günlerini hatırlatan Moroğlu herkesin sorumlu davranması gerektiği uyarısında bulundu.

“GİTTİĞİMDE 3 VAKA VARDI”
İtalya’ya 20 Şubat’ta giden Melike Moroğlu vaka sayısının çok kısa sürede artış gösterdiğini “İtalya’ya bir gençlik projesiyle yaklaşık 1 sene için gitmiştim. İtalya’da Napoli’de ikamet ediyordum. 20 Şubat günü direkt olarak italya Napoli’ye uçtum. 23 yaşındayım. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden 2018 yılında mezun oldum ve uluslararası ilişkiler bölümü mezunuyum, halen aynı bölümde yüksek lisans yapmaktayım. İtalyada’ki ilk koronovirüs vakaları ben gitmeden önce sadece 3’tü ve açıkçası bu kadar hızlı yükseleceği aklımın ucundan dahi geçmiyordu. Başlarda cok fazla etkilendiğimi söyleyemem ama hayat yavaş yavaş durdurulmaya başlanmıştı. Gidişimin 3’üncü gününde Kuzeydeki Lombardiya bölgesinde vaka sayıları birden artmaya başladı ve o hafta tüm okullar 2 hafta tatil edilmişti. Ama ben güney İtalya’daydım ve hükümet de bu süreçte güneydeki okulları açma kararı aldı ve yalnızca 3 gün sürdü. Çünkü 3 gün sonra ülkedeki tüm okullar tekrardan kapandı” ifadeleriyle açıkladı.

“İLK BİRKAÇ HAFTA CİDDİYETİN FARKINDA DEĞİLLERDİ”
İtalyanların durumun ciddiyetinin başlarda farkına varamadıklarını ve kahve, futbol alışkanlıklarını sürdürmeye devam ettiklerini söyleyen Melike Moroğlu; “İnsanların, en azından güneydeki insanların çok fazla kaotik bir duruma geldiklerini söyleyemem çünkü halen daha güney İtalya kuzeye göre çok daha güvenli. Insanlar neler olduğunun ya da ne kadar ciddi olduğunun farkında degillerdi bence. Çünkü Avrupa’daki en yaşlı nüfusa sahiplerdi ve virüsün etkilediği yaş aralığını düşünürsek gayet elverişli bir ülkeydi ama onlar her zamanki kahve, futbol ve dans rutinlerine devam ettiler. İlk bir kaç hafta için çok fazla tedbir aldıklarını söyleyemem. Ne zaman ki kuzeyde karantina süreci başladı işte o zaman bir şeylerin ters gittiğini anladılar ve çok geçmeden tüm ülke karantinaya alındı” dedi.

“TÜRK ARKADAŞLARLA 2 KERE GÖRÜŞEBİLDİK”
İtalya’da Türk arkadaşlarıyla yalnızca 2 kez görüşebildiğini, sokağa çıkmak için 3 geçerli sebep arandığını söyleyen Moroğlu; “Bu süreçte Türk arkadaşlarımla yalnızca 2 kere görüşebildim çünkü son görüşmemizin ardından artık ulaşımı kullanmak için 3 geçerli sebebimin olması gerekiyordu. (1. Hastaneye gidiş, 2. İşe gidiş, 3. Ülke içinde ikamet ettiğin eve dönüş) ve bu geçerlilikleri belgeyle kanıtlamamız gerekiyordu. Ve bende bunların hiçbiri olmadığı için yaşadığım yerin dışına çıkmam yasaktı. Türk arkadaşlarım bana göre biraz daha zor bir süreç geçirdiler çünkü çoğu tek kalıyordu ve yurt dışında ilk seferleri olduğu için belirsizlik durumunda ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Ben onlara göre şanslıydım çünkü İspanyol bir ev arkadaşım vardı ve yurt dışı konusunda gayet deneyimliydim” dedi.

“İTALYAN HÜKÜMETİ SÜRECİ BAŞTA KÖTÜ YÖNETTİ”
İtalyan hükümetinin süreci yönetmekte geç kaldığı eleştirilerini hatırlattığımız Moroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Açıkçası katılıyorum çünkü bence hükümet süreci ilk başta çok kötü yönetti. Halkı paniğe sevketmemek adına bazı kararları geç aldılar diyebilirim. Ki bunun ne kadar kötü sonuçlar doğurduğunu hep birlikte gördük. İnsanların da alınan tedbirlere ne kadar uydukları tartışılır çünkü ben dönmeden 3 gün önce markete gittiğimde hala yolda maskesiz yürüyen ya da oturan yaşlılar vardı. 36 gün kaldım ve başta her şey güzeldi. Hiç yabancılık çekmemiştim. İnsanlar sıcak, samimi ve bizim gibilerdi. Karakter ve tip olarak asla yabancı göstermiyorsunuz. Tabi sonra işler kötüleşmeye başladığında ilk düşündüğünüz şey her ne olursa olsun vatandaşı olmadığınız bir ülkede bulunuyorsunuz ve bu bile başlı başına sorun olmaya yetiyor. Bu süreçte her zaman ev arkadaşım yanımdaydı ve birbirimize destek oluyorduk. Çünkü her gün aynı şeyleri yapıyor, aynı haberleri okuyor ve aynı durumları hissediyorduk. Özellikle Türkiye ve İspanya İtalya’ya uçuşlarını kapattığında tamamen bir dert ortağı olmuştuk. Beraber ağladığımız zamanlar da oluyordu. Durum kötüleşiyordu ve bir şekilde ayak uydurmaya çalışıyorduk ama bir süre sonra her ikimiz de psikolojik olarak yıprandık diyebilirim. Her gün İtalyan ve Türk haberlerini takip ediyordum ve günlük yaşamın bu denli zor bir hale gelmesi özellikle de dilini bilmediğiniz bir ülkede çok daha fazla yıpratıcı oluyordu.”

“4 POLIS VE ASKER NOKTASINDAN GEÇTİK”
Bir arkadaşından aldığı haberle Türkiye’ye 2 uçak seferi açıldığını öğrenen Melike Moroğlu, Roma Büyükelçilği’nin çok yardımcı olduğunu ve bizzat Büyükelçi’nin hava alanına geldiğini ifade etti. Moroğlu süreci şöyle anlattı:

“Bu süreçte sürekli olarak Roma Büyükelçiliğini arıyordum. Artık aradığımda daha önce konuştuğum biriyle görüşüyorsam direkt olarak tanıyorlardı. Bilgi almak ve danışmak için sürekli iletişim halindeydim. Sonra bir akşam Türkiye’den bir arkdaşım Türkiye’nin ek uçak seferleri açtığını ve İtalya’nın da bu ülkelerden biri olduğunu söyledi ve hemen ertesi sabah büyükelçilikle görüştüm ve bilgilerimi ilettim. İtalya’dan 2 uçak kalkacaktı ve biri kuzeydeki Milano’dan, diğeri ise orta İtalya’da bulunan Roma’dan. Tabi biz güneydeki Türklerin 2 gün içinde Roma’ya ulaşması gerekiyordu. Bu süreçte toplam 4 polis ve asker kontrolünden geçtim ve elçilik bu noktalardan kolay geçmemiz için her birimizin adına düzenlediği özel bir izin kağıdı çıkartmıştı. Gayet yardımcı oldu çünkü geçtiğim noktalara elçilik çoktan listeleri göndermiş ve biz kontrol noktasına geldiğimizde pasaport fotokopimizi, izin belgesini alıp listeden adımıza bakıyorlardı. Yaklaşık 4 saatlik bir yolculuk sonucu Roma Fiumicino Hava Alanı’na ulaştım ve bir çok Türk öğrenci vardı. Biletlerimizi aldık ve yaklaşık 8 saat kadar 20.30’daki(Türkiye saatiyle 22.30) uçağı bekledik ve bu süreçte elçilik bize kumanya dağıttı ve her konuda bilgilendirmeye çalıştılar. Büyükelçi bizzat gelerek bizi yolculadı.”

“BİR FİLMİN ORTASINA DÜŞMÜŞ GİBİYDİM”
Samsun’da bir öğrenci yurdunda karantinada olan Melike Moroğlu Samsun’da havaalanına indikleri anı ‘bir filmin ortasında düşmüş gibiydim’ diyerek anlatırken; “İstanbul’a gitmek üzere yola çıktık ancak biliyordum ki İstanbul olmayacaktı. Samsun ya da Sakarya diye düşünürken pilot bir bilgilendirme yaptı ve Samsun Çarşamba Havalimanına ineceğimizi söyledi. Samsun’a geldiğimde sanki bir filmin ortasına düşmüş gibi hissettim çünkü çok büyük bir hazırlık vardı. Polis, Afad, Kızılay, ambulanslar, otobüsler, koruyucu kıyafetli polisler… Daha sonra bizi Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kyk Münevver Ayaşlı Kız Yurduna getirdiler. Odaya girdiğimde kisisel bakım için her şeyi bırakmışlardı ve tabi yiyecek. Burada bize çok hoşgörülü ve ilgili davranıyorlar. Hemen hemen her şeyimiz karşılanıyor ve haklarını nasıl öderim bilmiyorum. Herkese test yapılmadı diye biliyorum çünkü semptom gösteren bir kaç kişi vardı ve onlar da Milano uçağıyla gelenlerdi. (Milano kuzeydeki Lombardiya bölgesinde). Bildiğim kadarıyla onlarda pozitif çıkan olmadı. Geldiğimiz gün doktorlar bizi detaylı bir değerlendirdi ve çoğumuza negatif olabileceğimizi ama beklememiz gerektiğini söylediler. Karantina bitmeden 2 gün önce test yapılacağını söylediler” ifadelerini kullandı.

Tartışmalı anıt için bir hamle de Demirkol’dan: Hukuki süreç başlıyor Tartışmalı anıt için bir hamle de Demirkol’dan: Hukuki süreç başlıyor

“NE HİSSETTİĞİMİ BİLMİYORUM ÇÜNKÜ…”
Sürecin çok hızlı geliştiğini söyleyen Moroğlu; “Ailemle İtalya’dayken de buradayken de iletişim kurabiliyordum. Özellikle internet ve sosyal medya aracılığıyla. Şuan ne hissettiğimi bilmiyorum çünkü her şey o kadar hızlı ve zor bir şekilde gerçekleşti ki algılayamadım bile. Ama bu karantina sürecinde bol bol düşünecek zamanım oldu ve artık büyük resmî göremiyorum. Çünkü insanların bu süreçte birbirlerini anlaması ve yardımcı olması gerekiyor. İtalya’nın kötü halinden kurtulup Türkiye’de aynısını ya da daha kötülerini yaşamak istemiyorum” ve ekledi: “Bu yüzden biraz zor zamanlar geçiriyorum ama bir şekilde düzeleceğine dair umudum hala var.”

“MANTIKLI VE SORUMLU DAVRANMALIYIZ”
Ev kalınması gerektiğini söyleyerek sosyal izolasyonun önemine dikkat çeken Melike Moroğlu; “Türkiye’deki sürecin daha temkinli ilerlediğini söyleyebilirim ve İtalya’daki gibi bir kargaşaya mahal vermedikleri için çok mutluyum. Türk insanının zorlu durumlar karşısında ne kadar dayanışma içerisinde davrandığını biliyorum ancak bu süreçte herkesi sorumluluk sahibi ve duyarlı olmaya davet ediyorum. Çünkü öyle ya da böyle bu süreci atlatacağız ama bu süreçte herkesi hep birlikte, mantıklı ve sorumlu bir şekilde davranmaya davet ediyorum. Lütfen evinde kal Türkiye…” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilisim