Türkiye'de çok fazla tartışılan meslek dallarından biri iç mimarlık... İç mimarlığın lüks mü, ihtiyaç mı olduğunu henüz mesleğinin çok başında olan genç iç mimar Aysu Şener Özçelik ile Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerindeki yeni açtığı ofisinde konuştuk.

İŞTE O KEYİFLİ RÖPORTAJ:

Ofisini yaklaşık 9 ay önce açan iç mimar Özçelik asıl sorunun cevabını röportajın hemen başında veriyor ve mesleğiyle ilgili; "Türkiye de maalesef içmimarlık mesleği biraz yavaş ilerliyor. Hala tam olarak ne sağladığımızı bilmeyen insanlar var ama son zamanlarda içmimar olarak ortaya çıkardığımız detaylarda kendimizi iyice hissettiriyoruz, bu da sektörde içmimarın lüks değil geleceğe yönelik her adımı düşünen bir ihtiyaç olduğu gerçeğini güçlendiriyor. İç mekân tasarımı kesinlikle lüks değil, ihtiyaç meselesidir. Herkes ihtiyacını karşılayacak evlerde yaşamalı. Kişinin eve sorduğu bütün doğru soruların, doğru cevaplarını verdirebilirim" ifadelerini kullanıyor.

t1-6

"PANDEMİ SONRASI ALIŞKANLIKLARIMIZ DEĞİŞMEYE BAŞLADI"

"İç mimarlığa bakış da değişiyor. Özellikle pandemi bunda çok etkili oldu. Pandemiden sonra evde çok vakit geçirmeye başladık. Evden çalışmaya başladık. Çalışma masalarımız, bizim ofisimiz olmaya başladı. Değişiklik istemeye başladık. Bu, sürdürülebilir bir değişiklik oldu. Mesela 'duvar kağıdı kullanmak yerine odamı boyatabilirim' diyebildik. Pandemi bence kırılma noktası oldu. Pandemi sonrası alışkanlıklarımız değişmeye başladı. Mesleğimizin Biga’daki gelişimiyle alakalı da bu süreci yaşadık."

"TASARIM, İŞLEVSELLİK, MİNİMAL..." 

"23 Haziran 1997 Biga doğumluyum. Biga Anadolu Lisesi mezunuyum. Yüksek lisansımı Kültür Üniversitesi’nde yüksek mimarlık ve çevre tasarımı bölümünde yaptım. Geçtiğimiz yaz evlendim. Yaklaşık 9 aydır kendi ofisimde çalışıyorum. Geçtiğimiz yıl Doğtaş’ta kısa bir çalışma serüvenim oldu. 4-5 ay kadar. Sonrasında ofisimi açtım. Her şeyden önce Biga’yı seviyorum. Yenilikçi olacağımı en çok düşündüğüm yer Biga oldu. Bizim mesleğimiz açısından çok açık olmadığı için, o kapıları birazcık aralamaya geldim. Öncelikle doğal ve kaliteli malzemeyi kusursuza yakın bir işçilik ile birleştirmeyi önemsiyorum. Tasarıma, işlevselliğe ve minimale dayalı çizimler yapmayı seviyorum. Çünkü hepimiz artık bir karenin içine girmişiz ve köşeleri görüyoruz. O köşelerden biraz çıkıp daire oluşturmamız gerekiyor. Bu köşeleri kırmak için çalışıyorum. Bence Biga’da o köşeleri kırmak mümkün. Gelişmekte olan bir yer. Biga’da çok yüksek bir potansiyel var. Çok fazla iç mimar yok. Ama sanırım Biga’nın kapasitesini dolduracak kadar iç mimar seviyesine ulaştık Biga’da. Tabiki bence herkes bu bölümü okumalı. Herkes başarılı da olabilir. Biga’da genellikle 'iş olmaz ve başarılı olamazsın' cümlelerini çok duydum. Hala bazı uzak yerlerden devam ediyor. 'Deli misin, ne işin var Biga'da' diyorlar. O kapasiteyi görmüyorlar bence. Küçük bir yer görüyorlar Biga’yı. Biga küçük bir yer olmasına rağmen yeniliklere çok açık bir yer. Benim için böylesi bir yer olması çok avantajlı."

t6-5

"DUYGUSAL VERİM, SADELİK, RENK, İNCE DOKUNUŞLAR..."

"Yaşam alanlarının her metrekaresini değerlendirmek isteyen herkes için buradayım. Bir mobilyayı en çok işlevselliği vereceğimiz meslek dalı iç mimarlıktır. Bir alanın verimli kullanılmasıyla ilgili verimi en yükseğe çıkarmak bizim işimiz. Duygusal verim, aydınlatma, renkler, ruh halimizi etkileyecek dokunuşlar bizim işimiz. Renk direkt insanın yaşam biçimini etkileyecek bir şey. Bu, aynı zamanda bir kafede, bir giyim mağazasında da geçerli, bir ofiste de ve bir evde de geçerli. Mesela eve yorgun bir şekilde geliyorsunuz. Eve girdiğinizde kendinizi dinlendirecek bir sadelik, renk tonu ile karşılaşmazsanız, bu kez daha yorgun ve mutsuz olacaksınız. Ev içi değişikliklerde evde daha az zaman geçiren erkekler, kadınları dinlemiyorlardı. Pandemiyle birlikte evde zaman geçirmeye başladılar. Mobilyayı değiştirdiler. Ev içindeki alet edevat gibi, tablo gibi bir çok şeyi değiştirmeye başladılar."

t7-5

"PANDEMİDE EN ÇOK MUTFAĞI DEĞİŞTİRMEK İSTEDİLER"

"Bizim için önemli olan o mobilyaya ve mekana işlevsellik vermek. Erkekler yaşam alanlarının farkına varınca, kadınlar da bu konuda rahatladılar. Onlar da ev hanımlarının gün içindeki yaşadıkları her şeyi anladılar. Özellikle mutfakta. Pandemide en çok değiştirilmek istenen yer mutfak. En çok mutfak için talep geliyor. Bu süreçte erkekler de evde olduğu için erkekler de artık mutfağa girmeye başladı. Ekmeği evde yaptık. Pideyi evde yaptık. Lahmacunu evde yaptık. Şuana kadar yaptığım projelerin yüzde 90'ında mutfak vardır. Ev alışkanlığı değişti. Mutfak evin kalbi. Babam bile mutfağa girdi mesela."

"BÜYÜK EMEK İSTEYEN BİR İŞ"

"Kendi yolumda ilerlediğim sürece en başından beri de böyle. Hep mutluyum. Hep mutlu olacağım. Tabiki hayat tecrübelerimiz bazen kırıcı olabilecek. İşte de olabilecek. Kendimi mutlu ettiğim sürece etrafımdaki herkesi de mutlu edebileceğime inanıyorum. En büyük hedefim de kendi mutluluğum. Kendim mutlu olduğum sürece de mesleğimde de mutlu olacağım. Ben ne zaman kendimi iyi hissetsem tasarımlarımı da karşımdaki kişiye daha kolay beğendirebiliyorum. Kendi beğenmediğim bir şeyi asla başkasına göstermiyorum. Belki gösterdiğim tek görsel benim üzerinde çalıştığım 20’nci görsel oluyor. Büyük emek isteyen bir iş. Bazen bir perdeyi seçmek 3-5 haftayı buluyor."

t2-6

"İŞLEVSELLİK..."

"Ben önce ofisime gelen müşterinin yaşam tarzını öğrenmeyi seviyorum. Özellikle çalışıyor mu, işten ne zaman geliyor, çocuğu var mı, yaşamı nasıl ilerliyor, ev hanımı mı, hangi saatlerde evde oluyor, hangi saatler arasında çalışıyor gibi. Girişteki yeri bile kullanması eve giriş çıkış saatinden belli oluyor. Evin girişinden itibaren işlevsellik önemli. Hep işlevsellik diyorum. Birçok olay katmamız lazım. Bir dresuarın sadece anahtar koymak için değil, aynı zamanda pazar çantasını da koyabilecek genişlikte olması gerekebiliyor."

"ARTIK HERKES BAHÇELİ EV İSTİYOR"

"Pandemiden sonra herkes bahçe nizamlı ev tercih ediyorlar. Biga’da bahçe nizamlı evler çok fazla artık. Tabi evlerin fiyatları da çok yüksek. İnsanlar ısrarla mevcut durumu değiştirmek için talep ediyorlar."

"TARZIM: DENGELİ, MİNİMAL,İŞLEVSEL"

"Tasarım tarzımı üç kelimeyle anlatabilirim. Dengeli, minimal ve işlevsel. Dengeli olması, renginin, ışığının, mobilyasının ne az ne çok olmasıdır. Her şeyin dengeli olması gerekiyor. Herkesin zevki farklı ama bence gösterişten ziyade minimal olması lazım evin içinin. Dönüştürülebilir mobilyalar her zaman tercih edilmeli. Aksesuar seçimiyle daha şık hale getirilebilir. Birden çok soruya cevap veren mobilyalar kullanılmalı."

"ÇİZEMİYORSANIZ, ÜZÜLMEYİN"

"Mesleği tavsiye ederim. Bilinçli bir ailede doğup büyüdüğüm için çok şanslıyım. Lisenin son sınıfında ben bir psikologtan meslek seçimi konusunda yardım almıştım. Kariyer testi yapmıştık. Benim bir yere bağlı, birine bağlı masabaşı iş yapamayacağımı söylemişti. Birkaç meslek önermişti. Onlardan biri de iç mimarlıktı. Orada düşündüm ilk. Benim karakalem çizim yeteneğim olmadığı için çok korktum. Şu an ‘iç mimar olmak istiyorum ama benim çizim yeteneğim yok’ diyenlere çok rastlıyorum. Aslında bu elle çizmek gibi bir şey değil. Sen zaten bilgisayar programında çalışıyorsun. Önemli olan tek şey hayal gücün. Tabiki elle çizmek de avantajlı ama böyle bir zorunluluk yok. İç mimarlık ülkemizde çok değerli bir meslek olmasına rağmen talep çok az. Talep olsa da ne kadar mezun verirse versin çalışan çok az. Bence bunu yavaş yavaş kırıyoruz. Biga’da da kırıyoruz. Okuması çalışmasından bin kat daha zor. Seviyorsanız seçin."

"SOSYAL MEDYA İLE YAYILDI BENCE"

"Franchise ile yaygınlaştı ama sosyal medya ile daha çok yayıldı iç mimariye özen gösterme çabası. Herkes nereye gittiğini, ne yaptığını paylaşıyor. Kafeler, restoranlar, ofisler ve mağazalar da böylece iç mimariyle tanıştılar. Bulunduğu mekandan memnun olan insanlar fotoğraf çektirip paylaşıyorlar. Böylece daha fazla kitlenin ilgisini çekiyor. Daha çok insan geliyor. Bu artık zorunluluk oldu. Mekan kokuları var artık mesela. Mekanla özdeşleşiyor. Renk mesela. Artık çok daha fazla özenli ve detaycı olduk. Bu noktada da iç mimarlar çözüm ortağı oluyorlar."

"TEMEL ÇIKILDIKTAN SONRA İÇ MİMAR EVİN İÇİNE GİRMELİ"

"İç mimarlar, mimarlar tarafından hazırlanmış, mühendisler tarafından ayağa dikilmiş yapının içerisindeki mekanların ihtiyaçları doğrultusunda tasarlanıp, aynı zamanda kullanıcının tarzını yansıtarak mekana işlevsellik verirler. Mimar; yapının dış kabuğunu, genel konseptini belirler. İç mimar mekanın duvarını, tavanını, zeminini, havalandırmasını, aydınlatmasını, objesini ve mobilyasına kadar konumlandırarak tüm detaylarını kapsayan bir meslek dalıdır. Temel çıkıldığı andan itibaren evin içine iç mimar girmeli bence."

t4-5

"HAYATIMIN EN BÜYÜK VE EN GÜZEL RİSKİNİ ALDIM"

"Bence hayatımın en büyük riskini aldım. Aynı zamanda en güzel riskini aldım. Kendime çok güveniyorum. Birlikte çalıştığım kişileri müşteri olarak değil abla abi gözüyle çalışıyorum. Tanıdığım insanlar hep. Buralıyım ben. Onların nasıl yaşayabileceklerini düşünüyorsam ona göre çalışıyorum. O şekilde yol gösteriyorum. Ofis açarak yaptım. İstanbul’dan Biga’ya gelerek de aldım. Güzel şeyler yapacağımıza inanıyorum. Tanıdığım insanlarla çalışmak herkesin birbirini tanıyor olması çok önemli. Yerelliği yakalamak. Beni aslında ayağa kaldıran şeyler ustalar. Alçıcısı, mobilyacısı, döşemecisi,… Onları tanımak aslında benim için çok iyi. Ben ne kadar yönlendirirsem yönlendireyim usta iyi değilse benim hayalimi yansıtamazsa olmaz."