CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, güçlendirilmiş parlamenter sistem konusunda 6 partinin hazırladığı ortak mutabakat metninin tamamladığını ve genel başkanlara sunulduğunu söyledi. Erkek, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de ekonomik kriz yaşandığını, toplumun derin bir yoksullukla karşı karşıya olduğunu savundu. Bunun nedenlerinden birinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olduğunu iddia eden Erkek, ülkedeki olumsuz tabloyu değiştireceklerini belirtti.

CHP Genel Merkezinde basın açıklamasında bulunan Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, 2021 yılı Hukuk Endeksi sonuçlarını açıkladı. Türkiye’nin her geçen gün gerilediği endeks ile ilgili açıklamalarda bulunan Erkek; “Her yıl adaletsizliklerle ilgili raporumuzu paylaşıyoruz. 2020 yılı için Adaletsizlik Pandemisi demiştik. 2021 yılının da Adaletsizlik Pandemisinin yeni varyantlarla büyüdüğü bir yıl oldu. Virüs gibi adaletsizlikte yeni varyant ve türlerle maalesef ülkemizde büyümeye devam ediyor. Yaşamın her alanında ağır adaletsizlikler tablosu ile karşı karşıyayız. Yalnızca adliye, mahkeme salonlarında değil; eğitimde, sağlıkta, iş yaşamında, her alanda ama en ağırı, en önemlisi gelir dağılımında büyük bir adaletsizlik var. Bu gelir dağılımındaki büyük adaletsizlik nedeniyle Türk halkı büyük bir yoksullukla karşı karşıya kaldı. Tabi bunun bir sebebi de Türkiye’ye yaşatılan bu ucube sistemdir. Toplumdaki derin yoksulluğun, yaşanan bu acıların sorumlusu en başta bu ucube sistemi Türkiye’de hayata geçirenlerdir. Parti genel başkanlığı, hükümet, yargı bir kişi de birleşti. Tüm güçler bir kişide birleşince tablo ortada. Bu tabloyu değiştireceğiz. Erdoğan XIV. Louis gibi “Devlet Benim” diyor. Türkiye cumhuriyet devleti bir şahıs devleti olmayacak. Biz mücadelemizi sürdüreceğiz ve ilk seçimden sonra Demokratik Hukuk Devletini mutlaka tesis edeceğiz” dedi.

“TÜRKİYE HUKUK ÜSTÜNLÜĞÜNDE 117’NCİ SIRADA OLUNCA..”

Şehitlik’te Bülent Erdoğan’a sevgi seli Şehitlik’te Bülent Erdoğan’a sevgi seli

Hukuksuzluğun yoksullaşmayı da beraberinde getirdiğini söyleyen Muharrem Erkek; “Bugün Türkiye’nin en önemli ekonomistlerine sorduğunuzda; ‘Bu ekonomik kriz nasıl aşılır’ diye; onların verdiği cevapta bizimle aynı. Önce hukuk devleti, önce bağımsız ve tarafsız yargı, önce adalet diyorlar. Ekonomik krizi tedavi edecek olan da hukuktur. Onun için bu adalet mücadelesini veriyoruz. Türkiye, hukukun üstünlüğünde dünya çağında 117’nci sırada olunca; enflasyonu da, tabi gerçek enflasyondan bahsediyorum yüzde 80’leri geçti. TUİK’in enflasyonu bile hiç kimsenin inanmadığı halde bile yüzde 36, Hukukun üstünlüğü sıralamasında da 117’nci sırada olduğumuz için bu kadar enflasyon çıkartıyorlar. Almanya hukukun üstünlüğünde 5’nci sırada, enflasyonları da yeni yüzde 5’e yükseldi. Onun için ekonomik krizi tedavi edecek olan da hukuktur. Bu topraklarda bu memlekette hala daha yatağa aç giren çocuklar varsa, işsizlik daha da önemlisi umutsuzluk karşısında intihara sürüklenen gençler varsa; adaletten asla bahsedilemez. Bunların tüm sorumlusu bu adaletsizliği yaşatanlar, adaleti yok edenlerdir. Adaletin olmadığı yerde aş, iş, ekmekte olmuyor. Öbür tarafta Beştepe Külliyesinde sarayın sıcak odalarında 4-5 maaş alarak yaşayanlarda var. Bir tarafta zamlar altında, işsizlik, yoksulluk altında ezilen vatandaşlar; diğer tarafta yandaşlar” dedi.

“BİR YANDA 4-5 MAAŞ ALAN YANDAŞLAR.. ÖBÜR YANDA YOKSULLUK ALTINDA EZİLENLER”

Osman Kavala davasına da değinen Muharrem Erkek; “Adaletsizliklerden konuştuğumuz için birkaç davadan da bahsetmek istiyorum. 17 Ocak tarihinde Gezi Davası görüldü. O davada biliyorsunuz Osman Kavala da 4 yıldır tutuklu. Suçsuz bir insan 4 yıldır ceza evinde. Hakkında bir mahkeme kararı olmadan bir insa 4 yıldır cezaevinde tutuluyor. Gezi Davasında, Osman Kavala davasında fail ceza hukuku uygulanıyor. Orta çağ Avrupa’sında, Hitler Almanya’sında, Stalin Rusya’sında uygulandığı gibi. Yani failin suç oluşturan bir eylemi yok, kişinin muhalif olması sebebiyle maalesef cezaevinde. Çağdaş hukuku, Çağdaş ceza hukukunu bir kenara bırakıp Fail Ceza Hukukunu uyguluyorlar. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamayarak Türkiye2yi hukuk devletinden kopardılar. Bu tabloyu mutlaka değiştireceğiz. Biz bu memlekette tüm adaletsizlikleri adaletle ortadan kaldırmaya kararlıyız. Ankara ceza mahkemesinde Madımak Davası devam ediyor. Yıllar geçti, hala adalet bekleyenler var. Önümüzdeki hafta 25 Ocak tarihinde Çorlu’da Tren Katliamı davası var. Çocuklar ölmüştü hatırlarsanız. Maalesef çorlu’da adalet rayların altında ezildi. Çünkü gerçek sorumlular sanık olarak yargılanmıyorlar. 27 Ocak’ta Ankara’da Çubuk’ta Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişimi davası var. O dava da adalet yok, azmettirenler, perde arkasındakiler yargılanmıyor. O davayı da takip ediyoruz. 31 Ocak’ta Sakarya’da Hendek Patlama davası var. 7 işçi hayatını kaybetmişti. 128 kişi yaralanmıştı ve devam eden birçok dava var. Maalesef bu davaları yaratan adaletsizlik ve ağır ihmaller, hukuk devleti olmayışımızdır” dedi.

“SOKAK RÖPORTAJLARINA DAHİ TAHAMMÜL EDEMİYORLAR”

Basın özgürlüğü açısından Türkiye’nin hiçte iyi bir durumda olmadığına dikkat çeken Muharrem Erkek; “Demokratik Hukuk Devleti basın özgürlüğü olmadan gerçekleşemez. Basın özgür değilse; toplum da özgür değildir. 2021 yılında Adaletsizlik Pandemisi yeni varyantlarla büyürken basın özgürlüğü de ağır darbeler almaya devam etti. Sözcü, Cumhuriyet, Birgün, Korkusuz, Evrensel gibi basın organı gazeteler ilan kesme cezaları ile susturulmak istendi. Bu devam etti, etmeye de devam ediyor. Basın İlan Kurumunu maalesef silah olarak kullanan bir saray iktidarıyla karşı karşıyayız. RTÜK belli televizyonlara, Fox, Halk TV, KRT, HaberTürk, Tele1 gibi kanallara toplam 71 kez ceza verdi. Bu cezaların bedeli de 21 milyon 500 Bin lira. Diğer tarafta 100 bin şikayet var; ama bir tek ceza yok diğer kanallara. Basın; yönetenlere hizmet için değil, yönetilenlere hizmet için vardır. Bu baskı ve cezalar gerçek gazetecileri asla susturamayacaktır. O kadar gözleri döndü ki; sokak röportajları yapan insanları dahi gözaltına aldılar. Sarayın arkasındaki korku o kadar büyük ki, sokak röportajlarına dahi tahammül edemiyorlar, insanlar seslerini duyuramasın istiyorlar” dedi.

“MAALESEF İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ DE AYAKLAR ALTINDA”

Türkiye’de 2014 yılından bu yana Cumhurbaşkanına hakaret suçundan 160 binden fazla soruşturma açıldığını, 35 binden fazla davada 1107 çocuğun yargılandığına dikkat çeken Muharrem Erkek; “İfade özgürlüğü, demokrasinin olmazsa olmazlarındandır. Cumhurbaşkanına hakaret davaları tam bir traji komik hal aldı. 2014’dan bugüne kadar 160 binden fazla soruşturma açıldı. Dünyada bunun bir başka örneği yok. Hiç kimsenin Türkiye’yi bu kadar itibarsızlaştırmaya hakkı da yok. 160 bini geçen soruşturma, 35 binden fazla açılan dava ve çok acıdır ki; bu davalarda yargılanan 1107 çocuğumuz yargılanıyor. Cumhurbaşkanına hakaret davalarında 1107 çocuk yargılanıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne diyor; Cumhurbaşkanına hakaret ile ilgili Türk Ceza Kanunun 299.maddesini kaldırın diyor. Çünkü ifade özgürlüğünün önündeki en büyük engellerinden biri. Vatandaş nasıl özgürce eleştirebilsin öyle bir ceza maddesi ortada dururken. Hele hele bir Cumhurbaşkanı bir partinin genel başkanı olmuşken. Ama maalesef ifade özgürlüğü de ayaklar altında” ifadelerini kullandı.

“İKTİDARIMIZDA BİR TEK UMUTSUZLUĞU YASAKLAYACAĞIZ”

Baskı ve sindirmelere, açılan davalara rağmen mücadele etmeye kararlı olduklarını belirten Muharrem Erkek; “Muhalefete yönelik baskılar, parti yöneticilerimiz, genel başkanımız hakkında, il ve ilçe başkanlarımız, Gençlik ve Kadın Kolları başkanlarımıza ifade özgürlüğü kapsamındaki açıklamalarına rağmen yüzlerce dava açıldı. Hiç önemli değil; üyemizden genel başkanımıza kadar hiçbir baskı, hiçbir dava bir santim dahi geri adım attırmadı, attıramayacak da. Bizim verdiğimiz mücadele demokrasi mücadelesidir. 2002 yılında iktidar olduklarında ‘3 Y ile Savaşacağız’ dediler. Biri de yasaklardı. Ama yasakları o kadar büyüttüler ki; çünkü bu sistem her geçen gün daha da otoriterleşecek, her geçen gün daha da yasakları büyütecek.  İlk seçimde iktidar olacağız. 6 parti çalışmalarımızı tamamladık. İlk seçimde iktidar olduktan sonra; millet ittifakının Cumhurbaşkanı adayı da Türkiye Cumhuriyeti’nin 13’ncü Cumhurbaşkanı olacak. Yeni Cumhurbaşkanı ve yeni meclis toplumsal uzlaşma ile birlikte yeni anayasa değişikliğini milletimize sunacaktır. Çünkü türkiye2nin yeni bir siyaset kültürüne, yeni bir siyaset anlayışına, yeni bir sisteme ihtiyacı var. Bu sistemi mutlaka ama mutlaka inşa edeceğiz. Çünkü bu ülkeye dayatılan bu ucube sistem 83 milyon vatandaşı freni patlamış kamyon gibi uçuruma sürüklüyor. Buna dur diyeceğiz. Bizim iktidarımızda bir tek yasak olacak; umutsuzluk yasak olacak. Maalesef bugün umutsuzluk gençlerimizi maalesef intihara dahi sürükleyen bir noktaya geldi. Türkiye’yi yeniden mutlu ve onurlu bir ülke haline getireceğiz. Bir hırsız her şeyi çalabilir ama hiç kimse endişe etmesin özgür irademizi asla çalamaz. Gerçeği asla çalamaz” ifadelerine yer verdi.

“MUTABAKAT METNİNİ GENEL BAŞKANLARA SUNDUK”

Güçlendirilmiş parlamenter sistem konusunda 6 partinin hazırladığı ortak mutabakat metninin tamamladığını ve genel başkanlara sunulduğunu söyleyen Muharrem Erkek açıklamalarına şöyle son verdi; “6 parti 4 aya yakın bir süredir ciddi bir çalışma gerçekleştirdik. Büyük bir uyum ve nezaketle gayret içerisinde çalıştık. Ne için? Çünkü Türkiye için çalışıyoruz, demokrasi için ittifak yapıyoruz. Hiçbir Genel Başkanın hiçbir partinin derdi, kendi partisi veya şahsıyla ilgili değil. Zaten hepsi söylüyor; mesele Türkiye meseledir. Türkiye maalesef demokrasisini kaybetti, bu sistem eşitliği, özgürlüğü, adaleti yok etti. Bu sistem gençlerimizin hayallerini umutlarını çaldı. Biz bu sistemi değiştirmek için birlikte çalışıyoruz ve değiştireceğiz. 6 siyasi parti ortak mutabakat metni çalışmalarını tamamlamıştır. Son çalışmamızı da gerçekleştirdik, ortak mutabakat metnini 6 siyasi partinin sayın genel başkanlarına sunduk. Şimdi süreç, takdir genel başkanlardadır. En kısa sürede Genel Başkanlar bir araya gelecek ve Türkiye kamuoyuna gerekli mesajları vereceklerdir. 6 partiden çalışma ekipleri ile ortaya önemli bir metin koyduk, bu metin demokratik, hukuk devletinin tesisi, güçlendirilmiş Parlamenter sistem, bağımsız ve tarafsız yargı, Kamu yönetimleri, üniversiteler, yerel yönetimler için hazırlandı. Temel ilkeleri ortaya koyduk, çok önemli somut öneriler ortaya koyduk. Bu metin ilk seçimden sonra yürütülecek çalışmaların bir alt yapısıdır. Millet ittifakı güçlenerek, büyüyerek yoluna devam ediyor.”

Editör: Ahmet Tunç