Bugün sokakta 10 kişiye “Sosyal medya kullanıyor musunuz?” diye sorsak, büyük ihtimalle 9’u “Evet” diyecektir. Günümüz dünyasında sosyal medya artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Sabah gözümüzü açtığımızda elimiz telefona gider, gece yatmadan önce son kez “ne var ne yok” diye sosyal medya hesaplarını kontrol ederiz. Instagram, TikTok, Facebook, X (eski adıyla Twitter), YouTube, LinkedIn… Hepsi farklı ihtiyaçlara cevap veriyor gibi görünse de ortak bir noktaları var: zihnimizi sürekli meşgul ediyorlar. Peki, bu dijital dünyada geçirdiğimiz saatlerin ruh sağlığımız üzerindeki etkilerini hiç düşündünüz mü?

Bu yazıda, sosyal medyanın psikolojik dünyamızı nasıl etkilediğini anlamaya çalışacağız. Hem olumlu hem olumsuz yönleriyle… Çünkü gerçek şu ki, sosyal medya ne bütünüyle kötü ne de bütünüyle iyi. Önemli olan, nasıl kullandığımız.

Sosyal Medyanın Olumlu Etkileri

Başlamadan önce şunu belirtmek gerekir: Sosyal medyanın ruh sağlığı üzerinde olumlu etkileri de vardır. Her şeyi karamsar bir tabloyla anlatmak eksik olur. İşte bazı olumlu yönleri:

1. Bağ Kurma ve Sosyal Destek:
Uzaktaki arkadaşlarımızla iletişimde kalmamıza, yeni insanlarla tanışmamıza olanak sağlar. Özellikle pandemi döneminde sosyal medya, yalnızlık hissini azaltan bir araç haline geldi.

2. Bilgiye Hızlı Ulaşım:
Ruh sağlığına dair içerikler, psikologların yazıları, bilinçlendirici videolar sayesinde birçok kişi destek alma konusunda ilk adımı atabiliyor.

3. Kendini İfade Etme Alanı:
Bazı insanlar için yazmak, paylaşmak, üretmek bir terapi gibidir. Sosyal medya bu anlamda özgür bir alan sunar.

Ancak tüm bu artılara rağmen, kontrolsüz kullanıldığında sosyal medya duygusal sağlığımızı ciddi biçimde etkileyebilir.

Teknoloji Araçtır, Ama Bizim Elimizde

Sosyal medya, ne iyi ne de kötü. Tıpkı bir bıçak gibi; doğru kullanılırsa ekmek keser, yanlış kullanılırsa zarar verir. Asıl mesele, onun bizi yönetmesine izin verip vermediğimizdir. Ruh sağlığınızı korumak, kendinizle ve çevrenizle olan ilişkilerinizi iyileştirmek istiyorsanız, dijital dünyayla olan ilişkinizi de gözden geçirmeniz gerekir. Unutmayın: Ekranın diğer tarafında gördüğünüz hayatlar gerçek değil. Gerçek hayat, yaşadığınız andadır.