KUPÜRLERDEN YANSIYANLAR

Biga Birlik gazetesinde 27 Mayıs Darbesi sonrası yayınlanan bir yazı, vehim, yaban veya yabancılık gibi konularda düşünmeme yol açtı. Kim olduğunu bilmediğim bu “yabancı” kalem, Biga sokaklarında bilye oynayan çocukları görmüş ve derin bir endişeyle kaleme sarılmış.

Öncelikle çocukların toprak zeminde bilye oynamalarının sıhhi olmadığını vurgulamış ama asıl meselenin bu olmadığını, zavallı Biga çocuklarının önce kumar, sonra da hırsızlık batağına bilye oynayarak düşeceklerini büyük bir ciddiyetle ifade etmiş.

***

En iyi ihtimalle “evhamlı” olarak tanımlanabilecek ismi meçhul kalemin yazdıkları beni sadece düşündürmedi, aynı zamanda çocukluğuma da götürdü.

Sadece toz toprak içinde bilye oynamaz, artist kartlarıyla alt üst de oynar, kaybedenin kartlarını acımasızca alırdık.

Teksas ve Tommiks olarak adlandırdığımız çizgi romanları sadece değiş tokuş yapmaz, panayırdaki gibi üstlerine para atıp, bozuk parayı üstünde bırakabilirsek o kitabı kazanırdık.

Eskimeyen dostum Berk Akay’la işi iyice abartıp, çizgi romanlardan öğrendiğimiz kadarıyla bir çeşit poker oyununun kurallarını koymuş ve yine çizgi romanına oyunlar oynamıştık. Adını “Eline Güveniyon mu?” koyduğumuz oyunda bir gün Berk, bir başka gün ben kazanırdım…

Yani söz konusu evhamlı şahsiyetin tüylerini diken diken edecek bir çocukluğum oldu.

***

Evhamlı şahsiyetin görse büyüyünce mafya olacağımıza dair zerre şüphesi kalmayacağı “Komen Komen” gibi silahlı oyunları, önünden geçmek zorunda kalanların bin pişman olduğu, Bayram Yeri’nde Kaptan Swing’in Gemisi olarak kullandığımız dut ağacındaki faaliyetlerimizi düşününce bir şey fark ettim. Bu oyunların tamamı sosyalleşmemizi sağlayan kalabalık oyunlardı.

Hayatı, daha doğrusu büyüklerin dünyasını taklit ediyorduk. Tabii bu arada müthiş eğleniyorduk.

Günümüzün evhamlı kalemi olarak tanımlanma pahasına, çocukluklarında akıllı telefonlarda yalnız oyun oynayan yetişkinlerin dünyasını merak ettiğimi itiraf edeyim…

***

İşte Bigalı çocukların bilye oyununa bakıp facia gören endişeli misafirin yazdıkları:

“Yabancının gözüne çarpanlar

Anne ve baba okurlarım. Bugün sizlerle dertleşelim biraz. Aklıma bir sorun geliyor. Yeni neslin (ortaokul ilkokul talebeleri ve daha küçükleri) yetişme tarzı tatmin edici midir? Onlarla tam manasıyla alâkadar mıyız? Ben dış göz olarak hayır diyorum. Sokaklarda oynayan çocuklar, daha doğrusu çocuklarınızı görüyorum. Oynasınlar, en tabii haklarıdır. Ama kötüye sapmadan, doğru yoldan temiz oyunlar.

Sizlere salgın halini almış bir oyundan bahsedeyim… Bilya oyununun toprak üzerinde oynanması bakımından pis oluşu bir yana. Asıl bizi üzen madalyonun ters yüzü, aralarında bu oyunu parasına oynayanlarına rastlıyorum. Belki 5 veya 10 kuruş ufak bir para ama günde 25-30 bilya kazananları var ki bunun da tutarı 150 kuruşu buluyor.

Mühim soru şu: bu kumar mıdır, değil midir? Takibi öz be öz kumardır. Küçüğü büyüğü olur mu kumarın?

Kumar tedavisi ancak ilk yıllarda mümkün olan bir hastalıktır. Kumar bulaşıcıdır ve ilerlemiş hallerde de tedavisi mümkün değildir. Kişi parası varsa oynar, şayet yoksa oynayabilmek için çalmağa mecburdur, bakın ne tarafa yöneldik. Öyle bir yöre ki sonu uçurum.

İşte okurlarım henüz bu yöreye sapmamış çocukları iyiye ve güzele çevirebiliriz. İlk yazılarımdan birinde bazen sizlerden isteklerde bulunacağımı söylemiştim. Çocuklarınızın günlük yaşantılarım kontrol edin Hem sımsıkı bir kontrol.

Ağaç gençken doğrulur. Yarın yeşillikleriyle yurdu süsleyecek bu genç fidanları eğip-bükerek beraberce doğrultalım ki, gölgelerinde oturduğumuz zamanlar onlarla iftihar edelim.

-Misafir”

2020.03.12 Kupürlerden Yansıyanlar Biga basınının evhamlı kalemleri

Biga Birlik

Sahibi: M. Cahit Renda

Mes’ul Müdürü: H. Fethi Kömürcü

İdare Müdürü: Bedri Gider

Sayı: 13

Sayfa: 1

Tarih: 8 Ağustos 1960 Pazartesi