“Ateş olmayan yerden duman çıkmaz“. Bu atasözünü günlük hayatımızda o kadar çok kullanıyoruz ki, sanki bütün insanlar bunun doğru olduğunu düşünüyormuş gibi geliyor insana. Bütün insanların böyle düşündüğünü varsaydığımız için doğruluğunun kanıtlandığını düşünmeye eğilim gösteriyoruz. Sizce bu düşünce tarzı mantıklı mı?

“Ateş olmayan yerden duman çıkmaz“. Bu atasözünü günlük hayatımızda o kadar çok kullanıyoruz ki, sanki bütün insanlar bunun doğru olduğunu düşünüyormuş gibi geliyor insana. Bütün insanların böyle düşündüğünü varsaydığımız için doğruluğunun kanıtlandığını düşünmeye eğilim gösteriyoruz. Sizce bu düşünce tarzı mantıklı mı?

Bir düşünelim bakalım. Ne zaman kullanıyoruz bu sözü? Bir insana şiddet uygulayan birini gördüğümüzde ve bu davranışı yapan kişinin davranışını haklı bulduğumuzda kullanıyor olabilir miyiz? Hep duymuyor muyuz etrafımızdaki insanlardan böyle sözler?  “Beni niye kimse dövmüyor, hem boşversene; ateş olmayan yerden duman çıkmaz, kesin bir şey yapmıştır“ gibi cümleler yankılanmıyor mu kulaklarımızda? İftiraya uğrayan birisi kendisini savunamadığı, karşı tarafın suçlamasının doğru olmadığını ispatlayamadığı zaman dökülmüyor mu insanların ağızlarından buna benzer sözler?  “Bak kanıtlayamadı, demek ki var bir şeyler“ gibi sözler duymuyor muyuz? Birisi bizimle tahrik edici ve suçlayıcı bir şekilde konuştuğu zaman ve biz de bu davranışa öfkelendiğimiz zaman benzer sözleri duymuyor muyuz?  “Neden kızıyorsun ki, yoksa sakladığın bir şeyler mi var“ gibi sözler duymuyor muyuz? Duyduk, duyuyoruz, duyacağız!

Neden böyle düşünüyoruz? Bir şeyin meydana gelip gelmediğini anlamak için belirtilere bakıyoruz doğal olarak. Burada sorun yok. Ancak, bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini ortaya koyan tek bir belirtinin olmadığını düşünemiyoruz çoğu zaman. Başka belirtiler de olabilir, bunu atlıyoruz. Hatta birçok belirtiyi bir arada görsek bile olayın bizim düşündüğümüzden farklı bir şekilde gerçekleşmiş olabileceği ihtimalini de görmezden geliyoruz.  “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz“ sözünü otomatik bir şekilde kullanıyoruz. Bazen düşünmek zor geldiği için. Bazen bizim çıkarımıza olduğu için. Bazen olaylara karışmak istemediğimiz için. Bazen sırf karşı tarafı sevmediğimiz için. Bazen insanlara zarar vermek için. Bazen insanların yaşadığı olayları kendimize eğlence ve dedikodu malzemesi yapmak için. Daha birçok sebebi olabilir.

Peki, hiç  “ateş olmayan yerden çıkan duman“ olabileceğini düşünüyor muyuz? Birileri ateş olmayan yerden duman çıkarıyor, çıkarmaya çalışıyor olabilir mi? İnsanları düzmece kanıtlarla içeri attıranlar, insanların sabrını taşırıp öfke patlaması yaşatınca da  “bakın işte, gerçek yüzü bu“ diye naralar atanlar, kendilerinden üstün olan insanları aşağı çekmek için onlara türlü iftiralar atanlar yok mu? Olmaz olur mu! Bu tarz davranışların sebepleri de aslında yukarıdaki sebeplerle benzerdir. Kendi çıkarımıza olduğu için, karşı tarafı sevmediğimiz için... Birçok sebep olabilir.  “Ateş olmasa da duman çıksın“ diye çok uğraşır bazı insanlar.

Bazıları da “ateş olan yerden duman çıkmasın“ diye uğraşır. Bunlar; kendilerinin çıkarlarına, başkalarının da aleyhine olan şeyleri gizlemeye çalışırlar. Başkalarının yapmış olma ihtimali olan bir şeyi ortaya çıkarmak için canla başla çalışan bazı insanlar, söz konusu kendileri olduğu zaman “dut yemiş bülbüle“ dönerler; başkalarının da dönmesini isterler. Bu kez,  “ateş olmayan yerden duman çıkmaz“ diyenlere düşman kesilirler. “Ateş olsun ama duman olmasın“ derler. Ya  “dumanı“ ya da  “dumanı fark edenleri“ yok etmek isterler. Ama ne olursa olsun ateş orada kalsın isterler.

Gördüğümüz gibi, sürekli kullandığımız bu akıl yürütme tarzı aslında o kadar da “masum“ değil. İsteyen istediği noktaya istediği şekilde çekebilir bu sözü. Kimin çıkarına olduğuna göre değişir tabi sözün alacağı biçim. Ama, gelin biz sadece kendi çıkarımızı düşünmeyelim.  Ateşin olmadığı yerden duman çıkarmaya çalışanlara da, ateşin olduğu yerden dumanın çıkmasını engellemek isteyenlere de karşı çıkalım. Neden mi? Çünkü insanlık bunu gerektirir!