Bağlanma, çocuk ve kendisine bakım veren kişi arasında gelişmektedir. Çocuğun kendisine bakım verenle kurduğu ilişki doğrultusunda bakım verene özgü yakınlık kurma ve yakınlık hissetme arayışında bulunmasıyla kendini göstermekte, stres veren durumlarda belirginleşmekte ve yaşam boyu sürekliliğini devam ettirmektedir. Bağlanma kavramı bu özellikleri içeren duygusal bir bağ olarak tanımlanmaktadır. Bağlanmanın temelleri bebeklik döneminde atılmakta ve yaşam boyu gelişimini devam ettirmektedir bu nedenle bireyin sürdürdüğü sosyal ilişkiler üzerinde de etkisi bulunmaktadır.

GÜVENLİ BAĞLANMA

Güvenli bağlanma stili ile bağlanan bebekler, kendisine bakım veren kişiyi, birincil figürü, (genel kabule göre bu kişi annedir) güvenli alan olarak tanımladıkları görülmektedir. İnsan doğasına özgü temel güdülerden biri olan merak duygusunu bebekler tatmin etmeye yönelik davranışlarda bulunurlarken ve çevreyi keşfederlerken olası bir problem durumunda bağlanma figürlerinin, yanına geri dönerek sığınabilecekleri güvenli bir alan olarak algılamaktadırlar. Güvenli bağlanma stili ile bağlanan bebekler, bakım veren figürü ile bir arada olmadıkları zamanlarda rahatsızlık duymaktadırlar. Ayrıca, güvenli bağlanma stili ile bağlanan bebekler incelendiğinde bebeklerin güven duygularının da gelişmiş olduğu gözlemlenmiştir. Temel bakım veren figürü, bebek ile aynı ortamda bulunduğunda bebek bu birincil figüre karşı memnun olduğunu gösteren bir yanıt vermektedir ve diğer bağlanma stilleri ile bağlanan bebekler ile karşılaştırıldığında izafi olarak güvenli bağlanma stiline sahip bebeklerin daha kolay sakinleştirilebildikleri bilinmektedir.  Bebeğin bakım veren figürüne güvenli olarak bağlanabilmesi için, bakım veren figürünün tutarlı olması ve bebeğin her hangi bir ihtiyacına yönelik durumlarda bebek için güvenli bir yer olabilmesi beklenmektedir. Erken çocukluk dönemlerinde güvenli bağlanan bireyler, kendi kişilik ve duruşlarına yönelik yüksek bir saygı ve özgüven geliştirmişlerdir. Güvenli bağlanan birey, diğer insanların kendisini sevmesi konusunda kaygı duymazlar, diğer insanlar konusunda olumlu bir bakış açısına sahiptirler onların iyi niyetli, destekleyici ve güvenilir olduğunu düşünürler. Güvenli bağlanma stiliyle bağlanan bireyler başkalarıyla sağlıklı bir yakınlık kurabilir ve aynı zamanda bağımsız kalabilirler.

KAÇINGAN-GÜVENSİZ BAĞLANMA

Kaçıngan bağlanma stili ile bağlanan bebekler, kendisine bakım veren birincil figür ile aynı ortamda bulunduğunda çevreye karşı bir merak duygusu ve bu duyguya yönelik davranışlar sergileme eğilimdedirler; ancak bebeğin bu çevreyi keşfetme sürecinde bakım veren ile bir etkileşimde bulunmadıkları bilinmektedir. Kaçıngan bağlanma stili ile bakım verene bağlanan bebekler bağlanma figürü ile aynı ortamda değil iken rahatsızlık hissetmemekte ve mutsuzluk ya da kaygı ile ilgili herhangi bir tepki vermemektedirler. Ayrıca kaçıngan bağlanma stili ile bağlanan bebeklerin, kendisine bakım veren birincil figür yeniden ortama döndüğünde mutluluk içeren bir tepkide bulunmadıkları bunun aksine ortamda bulunan farklı nesneler ile ilgilenerek kendisine bakım veren ile etkileşimde bulunmadıkları ve hatta kaçındıkları bildirilmiştir. Kaçıngan-güvensiz bağlanan bebekler olası bir ayrılığa neredeyse hiç tepki vermezler ve anne ile tekrar bir araya geldiklerinde temastan kaçınırlar. Annelerine karşı güven duygusunu hissetmezler. Genel olarak değerlendirildiğinde bakım veren birincil figürün bebeğin gerek fiziksel gerekse duygusal ihtiyaçlarına yönelik davranışlarına karşılık vermemesi kaçıngan-güvensiz bağlanma stilinin gelişmesine yol açar; bu çocuklar tutarlı olarak reddedilmeye maruz kalırlar.

KAYGILI-GÜVENSİZ BAĞLANMA

Kaygılı bağlanma stili ile bebekler, kendisine bakım veren ile aynı ortamda bulundukları durumlarda, bağlanma figüründen yakın bir ilgi beklentilerinin olduğu, ancak çevreyi keşfetme sürecinde kendisine bakım veren figürü güvenli bir alan olarak kullanmadıkları bilinmektedir. Kaygılı bağlanma stili ile bağlanan bebeklerin, bakım veren birincil figürüne karşı sergilemiş oldukları tutum ve davranışları devamlı olarak farklılaşmaktadır; bu nedenle de bağlanma stili kararsız bağlanma olarak da adlandırılmaktadır. Kaygılı- güvensiz bağlanma stiline sahip bebekler bakım veren odadan ayrılınca, bakım verenin odaya geri döneceği konusunda emin olamayan ve ayrılık durumundan sonra zor sakinleşen davranış sergilemektedirler. Bakım verenin tutarsız davranışlarda bulunması ve ayrılığı bir tehdit amaçlı kullanması kaygılı-güvensiz bağlanma stilinin gelişmesine zemin hazırlar. Bu tarz tutarsız mesajlara maruz bırakılan bebeklerin kaygı, kızgınlık ve gerilim duyguları yaşadığı gözlemlenmiştir. Bu çocukların insanlara ve hayata dair tehdit edici veya olumsuz beklentiler içerisinde oldukları ve kendi benliklerine yönelik değersizlik duygularının gelişim gösterdiği bilinmektedir.

DARMADAĞIN-GÜVENSİZ BAĞLANMA

Darmadağın-güvensiz bağlanma stiline sahip çocukların ebeveynleri birtakım değişik davranışlar sergilerler. Ebeveyn modeli; psikiyatrik bozukluk tanısı alan, ihmal ya da fiziksel tacizde bulunan ve kendine bağlanma nesneleriyle sorunlarını çözememiş bakım veren figürü olduğu belirtilmektedir. Sağlıksız bir bağlanma stilidir. Çocuk annenin yanındayken çatışma içinde ve korkuludur. Çocuk karmaşa yaşar, hareketleri ve tepkileri karışıktır. Bakım veren figürü çocuğun perspektifinden güvenilmez ve korkutucudur. Tanımlanan diğer üç bağlanma stili, “düzenli” bağlanma stilleri olarak anılır; çünkü çocuk olaylar karşısında nasıl tepki vermesi gerektiğini öğrenmiştir ve ona göre kendisine bir yöntem belirlemiştir. Fakat tanımlanan dördüncü bağlanma stili, “darmadağın” olarak isimlendirilen bağlanma stilinde belirlenmiş bir yöntem ya da davranış biçimi yoktur. Sonuç olarak, çocuk kendisini güvende hissetmesini sağlayacak birtakım davranış biçimleri geliştirmek için çaba içindedir. Darmadağın-güvensiz bağlanma stilinin altında yatan en önemli neden bakım veren figürüne karşı duyulan korku duygusudur.