Yürüyüşün kenti ele geçirir. Biraz Salma Hayek, biraz Penelope Cruz şiirlerim var. Sana uyar. Bir İspanyol müfettişin gözünden kaçmaz aşk. Ursula’nın rolü tüm diziyi ele geçirirken aşkın ve sevişmenin devrimine önümü ilikliyorum. Aşkın tüm zamanları alabora eden bir hesabı var. İzledikçe özgürleştiğim şeyler var. Seni izledikçe özgürleşiyorum. Kapitalizmin sevinçleri durmadan hata veriyor. Işıltıdan gözüm kamaşıyor. Mariah Carey her yıl aynı şarkıyı söylüyor. İhtimaller bana iyi geliyor. Gönlümde rekor kıranlar bir sonbahar ideolojisi taşıyor. Bazı sokak şarkıcıları ve satıcıları için gönlümde her zaman yer var. Hayatımın durmayan çabalarına denk geliyor sokak yağmurları. Her zaman buralardayım ben. Hokkabazlığım dilsel. Şiir ve sihir dolu bir şehirde şiir geceye hazırlıyor gece de şiire… Bir Cem Özer tanışıklığı ya da bir Ayşegül Aldinç şarkısı aklımı karıştırıyor. Zaman karışıyor. Isabelle’nin elimi tutuşu dünyalara değer. Dünyada gideceğimiz ne çok yer var. Kahve kokusu devrime yol açabilir. Bütün bunlar aklımızdayken aşk İstanbul kadar güzel olabilir. O halde yaz zamanlarına doğru bir yürüyüşe çıkalım. Aşık olduğum bir turuncu var bu mevsimde. Saklı bir koy, berrak bir denizin sabah saatleri, güzel kızların özgür yürüyüşleri, bir Alman aksanı seslenişi. Bildiğin şeyler var senin de. Konuşmamız lazım. Şarap bekletilmez. Ama şimdi mevsim başka.

Oskarlık şüpheler var aklımda. Festival filmlerinden ıslak yollar buluyorum. Kadıköy Sineması’ndan çıktığım sokaklar da ıslak. Bir selam bırakıyorum Uğur Mumcu’nun kalemine.

Yıldızlı bir geceyi anımsatıyorsun her şeyinle.

Gülüşün ışıltılı bir gecedir.

Anla, seni izledikçe özgürleşiyorum işte…