KUPÜRLERDEN YANSIYANLAR

İlk kez 1985 yılında Biga Anadolu gazetesinde çalışmaya başladığımda fark etmiştim, yerel gazetelerin en çok kullandığı temalardan biri, kasabanın eksikleriydi. Eğer gazetede bir boşluk varsa, asla eskimeyen ve bitmeyen birkaç konu devreye girerdi:

Çarşamba pazarı ateş pahası…

Bu sene balık bol ya da az…

Bir başkası, kasabanın eksikleri:

Asfaltlar delik deşik…

Kaldırımlar sökülüyor…

İki damla yağmur yağdı, Bütün Biga çamur deryası…

Yukarıdakilerden hiçbiri yoksa ya da son zamanlarda sık kullanıldıysa, şikâyetname girerdi devreye:

Biga neden gelişmiyor?

Bir fabrikamız bile yok…

Biga’ya turist gelmeyecek mi?

Yıllar sonra Biga’da yayınlanan ilk gazeteleri okumaya başladığımda gördüm ki bu konuları Bigalı gazeteciler oldum olası severmiş…

***

İlginçtir, fabrika eksiği ile ilgili onlarca yıl boyunca yazılan her yazıda süt sanayi ya da konserve fabrikasının Biga için çok uygun olduğu vurgulanmış.

Bu temenni keşke gerçek olsaydı. En azından bölgemizde tarım ve hayvancılıkla ilgili sorunlar nispeten az olurdu.

Ancak gelişmeler beklendiği gibi olmadı.

Önce Doğan ailesinin mobilya atölyesi büyüdü ve büyük bir mobilya fabrikası oldu. Doğtaş ise Biga’nın ulusal markası…

Sonra da İÇDAŞ, atıl vaziyetteki Kıyı Tersanesinde faaliyete başladı.

Bu iki fabrikanın cesameti o günlerin gazetecilerinin hayallerinin çok ötesinde…

***

Biga’nın, daha doğrusu hemen her kasabanın, gelişme isteği politikacılar tarafından da sık sık kullanılmıştır. Ta 1950’lerden itibaren bu hassasiyetin farkında olan politikacıların törenle attığı fabrika ve altyapı tesislerinin temelleriyle ilgili haberler de yerel gazetelerde bol bol yer almıştır.

Neyse bu konuda ayrı bir yazı yazacağım.

Bugünkü kupürümüz, yarım asırdır, bölgemizde siyasi bir figür olarak tanınan Aydoğan Ünver’in kaleminden çıkmış bir yazı. Artık Aydoğan ağabey İstanbul’da yaşıyor. Bu nedenle ara sıra görüşüyoruz da. Biga ile ilgili yaptığımız çalışmalarda ana destekçilerimizden biri olan ve o günlerde bir lise öğrencisi olan Aydoğan Ünver’in kaleminden Biga’nın sorunlarıyla ilgili yansıyanlar şöyle:

“Biga’nın Hali

Otomobilde ilk gelen bir kişi için şirin, yemyeşil bir kasabadır Biga. Otomobilin camından bakarak:

— Ne güzel, ne cana yakın bir yer der, gelen yabancılar.

Fakat ne yazık ki tabiatın türlü güzellikleriyle dolu olan bu kasaba aynı zamanda üç - dört büyük vilayeti bir birine bağlayan yollar üzerinde bulunmasına rağmen ihmal edilmiştir yıllardır.

Plânsız ve düzensizliklerle doludur bu şehrin caddeleri, sokakları: Şehrin her iki girişinde de sıvasız, tek katlı evler dikkati çeker. Bu evler öyle bir manzara teşkil eder ki tarif edemem. Bir de şehir içine girdiniz mi, yaya kaldırımlarda yandık v.s. gibi eşyalar gözünüze çirkin, çirkin batıverir hemen. Yürürken insanın bu engellerden koruması ayrıca bir derttir.

Biraz yukarıya çıkarsanız birçok şehirlerde böylesi olmayan büyük bir cami ve şadırvan vardır. Bu şadırvan ki bizce turistin dikkatini çekebilecek mükemmeliyettedir. Fakat yine ne yazık ki bu şadırvan önünde haftanın belli günlerinde mezat yapılır. Bu yüzdende bazı eski eşyalar haftalarca hatta aylarca burayı işgal eder.

Bu acayiplikler şirinde dikkatinizi çekti mi bilmem. Ama benim sık, sık gözüme çarptığı ve zihnimi kurcaladığı için bu yazıyı yazmak ihtiyacım hissettim. Herhalde bana siz de hak verirsiniz.

Hoşça kalın sevgili okurlarım...

2020.02.24 Kupürlerden Yansıyanlar Biga Şikayetnameleri

Biga Postası

Sahibi: Emrullah Çalışkan

Sayı: 12

Sayfa: 1

Tarih: 16 Şubat 1965 Salı