İnsan, beden (soma) ve psyche’nin (ruh) birbiri ile karşılıklı etkileşimleri ile yaşamını sürdüren bir varlıktır. Ruha ait durumlar bedeni, bedene ait durumlar ise ruhu etkilemektedir. Aristoteles ruhu; “bedenin bir formu” olarak tanımlamıştır. Aristoteles’in tanımlamasından anlıyoruz ki ruh ve beden birbirini etkileyen iki olgudur.

 Psikoloji bilimin de kapsamış olduğu ruh-beden arasındaki ilişki oldukça önemlidir. Ruhun işlevsel ve sağlıklı olmadığı durumlarda ortaya çıkan bedensel bozulmaları yakın çevrenizde de gözlemlemişsinizdir. Bir türlü geçmeyen mide ağrısı, kalp çarpıntısı, kronik bir şekilde seyreden baş ağrıları, baş dönmesi, göğüste sıkışma, kol ve bacak uyuşmaları gibi belirtilerin göz önünde olduğu birçok durumla karşı karşıya kalmak mümkün. Bu tür yakınmalarla tedaviye başvuran hastaların durumu genellikle tıbbi bir neden ile açıklanamamakta veya açıklansa dahi ruhsal bir bozulma veya sıkıntı içerisinde oldukları bildirilmektedir. Psikoloji bilimi tıbbi bir açıklama yapılamayan ancak beden de bazı bozulmaların gözlemlendiği bu durumu Somatizasyon (bedenselleştirme) olarak tanımlamıştır.

SOMATİZASYON NEDİR?

 Somatizasyon, kişinin duygusal olarak derin huzursuzluğunu ve memnuniyetsizliğini bedensel belirtiler aracılığıyla ifade etme eğilimidir. Kişinin yaşamış olduğu bedensel yakınmalar, bedensel bir hastalıkla açıklanamaz ve kişi bu yakınmaları devamlı olarak bedensel bir hastalıktan kaynaklandığını düşündüğü için sürekli bir tıbbi tedavi alma arayışına girer. Ancak klinik ortamda gözlemlenen durum bedensel bir hastalıktan oldukça farklıdır. Kişi yaşamış olduğu mutsuzluk, huzursuzluk, kayıp, memnuniyetsizlik, ayrılık gibi yaşam olaylarında hissetmiş olduğu duyguları bedeninin belli bir bölgesinde tutarak yaşantılamaya devam eder. Örneğin kişi çatışmalı duygularını ifade edemediğinde veya kendisini yoğun olarak stres altında hissettiğinde bu duygular bedene yöneltilerek bedenin hastalanmasına yol açar. Bilinçaltı düzeyde bastırılmış duygu ve düşüncelerle birlikte içe atma vardır. Hasta travmatik yaşantılar, çatışmalar, belli bir gelişim döneminde takılma, işlevsel olmayan savunma mekanizmaları gibi nedenlerden dolayı duygusal yaşantılarını sözel olarak ifade etme de başarılı olamaz. Somatizasyon da gözlemlenen bedensel yakınmalar bilinçaltı düzeyde var olan istek ve ihtiyaçların ortaya çıkmasına engel olur. Böylelikle kişi bedensel yakınmasının kendisine söylemek istediğini göremez ve dolayısıyla kendi ihtiyacına karşılık veremez.

SOMATİZASYON BOZUKLUĞUNDA TERAPİ

 Terapi tam da bu noktada kişi için işlevsellik kazandırır. Terapi çerçevesinde yer alan noktalardan biri hastanın zihnindekini oldukça açık ve zihnine ilk geldiği haliyle söylemesidir. Kişi burada bastırmış olduğu duygu ve düşüncelerini serbest bırakma olanağı sağlar. Şimdiye dek bilinçaltında tutmuş olduğu ve bedeninin belli bir bölgesine atfettiği acıyı terapi odasında serbest bırakır ve ihtiyacını görebilecek alanı kendisi için açar. Terapi odasına açığa çıkan ve serbest kalan düşünce ve istekler kişinin iyileşmesi için oldukça önemli bir adımdır.