Amerika bir çok açıdan dünyanın kaderini ellerinde bulunduran uyguladığı politik ve ekonomik programlarla sadece iç siyasetine değil, tüm dünyaya yön veren bir ülke.

Amerika bir çok açıdan dünyanın kaderini ellerinde bulunduran uyguladığı politik ve ekonomik programlarla sadece iç siyasetine değil, tüm dünyaya yön veren bir ülke. Durum böyleyken Amerika’da dün gece başlayan seçimler haliyle tüm dünyayı yakından ilgilendiren bir hal alıyor. Bir tarafta seçildiği günden bu güne sürekli tartışılan, 2016 seçimlerinin finanse edilmesi ve yürütülen kampanya hakkında yargılanan ve covid-19 sürecinde halkı neredeyse kendi haline bırakan Donald Trump. Diğer tarafta Amerikan siyasetine ilk girişi 1970’lerde olan liberal ve özgürlükçü fikirleriyle dikkat çeken eski toprak Joe Biden. Dün gece Amerika’nın gelecek 4 yılının kaderi için mücadelesi başladı.  Son yapılan anketlerde Joe Biden %7’lik bir farkla önde gözüküyor. Ancak Trump insanların dilleriyle söylemek istemediği fakat içlerinde taşıdıkları duyguları temsil ediyor. Örnek vermek gerekirse çoğu ırkçı ben ırkçıyım deme cesaretini bulamaz ancak bu fikri destekleme eğilimindedir. Trump’ın seçildiği günden bu yana ayrılıkçı politikaları ve Amerikan halkını kutuplaştırıcı yaptırımları seçmen gözünden çok sert bir tepki görmesi beklenirken geldiğimiz noktada oy farkı sadece %7 olarak gözüküyor.  Trump gelecek seçimde başkan adayı bile olamaz, bu adam ‘deli’ gibi ithamlarda bulunan sosyal medya profesörleri seçim günü acaba Biden kazabilir mi korkusu içinde seçimi beklemekte. Korkunun tek sebebi tabi ki adayların bu demokratik yarışıyla açıklanamaz. Seçim hangi taraf için olduğu fark etmeksizin küçük bir farkla sonuçlanırsa Amerika’da bu akşam büyük karışıklıklar bekleniyor. Trump zaten toplumların korkularını oy verme süreci için kullanan bir lider olduğundan bunu destekleyici üzeri örtülü açıklamalarda daha önce bulunmuştu. Yükselen siyasi gerilim dışında geçtiğimiz aylarda yaşanan George Floyd cinayeti bardağı taşıran son damla olmuş ve sokaklar zaten savaş alanına dönüşmüştü. Yükselen gerilimin bu gece zirvesini yaşama ihtimaline karşı geçtiğimiz haftalarda Amerikan perakende devi Walmart silah ve mühimmat reyonunu depoya kaldırmış silahlanmanın bir nebze önüne geçmeyi hedeflemiştir. Ancak Amerika’nın bireysel silahlanma konusunda yıllardır süregelen problemi düşünüldüğünde bir iki hafta silahların depoya kaldırılmasının sürece ne kadar etkisi olacağı tartışılır. Ayrıca Washington’da bulunan bir çok ev ve iş yeri yağma ve sokak çatışması ihtimaline karşı camları ve kapıları korumaya alacak önlemler alarak bu geceye hazırlanmayı hedeflemiş seçimin gerginliğinin ve korkusunun Amerika’da hakim olduğunu söylemek yanlış olmaz.  Donald Trump 2016 seçim sürecinde seçmenlerine sunduğu: ekonomik büyüme, Çin vb. tehdit oluşturan ülkelere sıfır tolerans, göçmenler konusunda seçici davranma gibi vaatlerinin bir çoğunu ya tamamken ya da kısmen gerçekleştirmiş olarak seçmenin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Ancak covid-19 sürecini neredeyse rezalet yönetmesi ve ülkeyi kutuplaştırıcı açıklamaları seçmenin güvenini zedeliyor. Joe Biden liberal ve özgürlükçü temelli fikirleriyle seçmenin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Eşcinsel evliliğin yasallaşması, göçmen politikasında geriye dönüş gibi vaatlerde bulunuyor ayrıca rakibinin çok kötü yönettiği covid-19 sürecini toparlayıp herkese test yapılan ve herkesin sağlık hizmetini çok daha kolay alacağı bir Amerika inşa etmeyi vaat ediyor. İki liderin kıran kırana geçecek seçim maratonu bu gece sonlanıyor. ABD'nin dört yıl başkanlığını yapacak ismin belli olacağı seçimlerde sonuçlar, Türkiye saati ile 3 Kasım Salı'yı 4 Kasım Çarşamba'ya bağlayan gece açıklanacak. Ancak corona virüsü sebebiyle seçimlerde posta yoluyla oy kullanma imkanı da olduğu için seçim sonuçlarının açıklanması uzun süre de alabilir. Seçimin sonuçlarına göre Amerikan halkının nasıl bir politika istediği ortaya çıkacaktır.