KIYIDA KÖŞEDE BİR YER

Ocak ayı Biga Belediye Meclisi’nde samimi ve vicdanının sesini dinleyerek, gündem dışı söz alarak yaptığı konuşmasından ötürü, MHP Meclis Üyesi Sıtkı Keçeci beyefendiyi tebrik ederim. Katledilen Sinan Ateş, bu ülkenin değerli bir akademisyeni olması yanı sıra iyi bir aile babasıydı. Allah, Sinan Ateş'in mekanını cennet eylesin. Yakınları ve sevdiklerine sabırlar diliyorum.

Hazır tebrik konusuna değinmiş iken; Fenerbahçe taraftarı olarak hafta sonu oynanan ve Galatasaray'ın galibiyeti ile biten Süper Lig futbol maçından ötürü Galatasaray takımını ve camiasını tebrik ederim. Futbol bu ülkede seviliyor. Bu yadsınamaz bir gerçektir. Futbol ile kalkıp futbol ile yatan büyük bir kitle var. Bu sene her bir başarının ayrı bir önemi var. Zira bu yıl Cumhuriyet’in yüzüncü yılı olduğundan mütevellit camialar ayrı bir rekabet içindeler. Gerçi Galatasaray; üç büyükler diye tabir edilen kulüpler arasında kendi yüzüncü yılında şampiyon olamayan tek takım konumunda bulunuyor. Vesselam hak edenin kazanacağı bir şampiyonluk olsun. Galibiyet için Galatasaray takımı ve taraftarını tekrar tebrik ederim.

MELİSA İNAL BEBEK

SMA hastası yavrumuz bu köşe yazısını yazarken hâla yoğun bakımda ve entübe edilmiş vaziyette yaşama tutunma savaşı veriyor. Ve onun gibi birçok can var. Damlaya damlaya göl olur mantığı ile kampanyalar düzenleniyor. Her Çarşamba kermesler yapılıyor. Halk, sivil toplum kuruluşları, mülki amirler ellerinden geleni yapmaya çalışıyor. Evlilik öncesi testler geldi. Bu bir devlet yaptırımı ve doğru bir hamle. Evet, ama var olan hasta yavrularımızın sayısı belli ve günden güne bu yavrularımızın iyileşme şansı azalıyor. Belli sayıda olan yavrularımızın artık bir an önce devlet güvencesi ile tedavi olmaları sağlanmalıdır.

DEVELER TELLAL İKEN!

'Türklerde Deve Güreşlerinin Orta Asya'dan Anadolu'ya 4.000 Yıllık Geçmişi’ isimli makale Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümünden Orhan Yılmaz, Iğdır Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümünden Yakup ErdalErtürk ve Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümünden Mehmet Ertuğrul tarafından 2014 yılında yazılmıştır. Bilimsel makalenin özet bölümünde yazılanları aynen aktarıyorum.

“Binlerce yıldır süren Türk Tarihi boyunca at ve koyunun yanı sıra deve de önemli bir hayvan idi. Arkeolojik kanıtlara göre Türkler arasında deve güreşlerinin en azından 4000 yıllık geçmişi vardır. Rusya Cumhuriyeti’ne bağlı Hakasya Cumhuriyeti’nin Sulekskay, Margiana’da bulunan deve güreşini gösteren bir taş tılsım en azından M.Ö. 2000 yılına tarihlenmiştir. Ayrıca Kazakistan’ın Beşoba Kurganı ile Rusya’da güney Urallar da Filippovka’da bulunan ve M.Ö. 6. veya 5. yüzyıl ile M.Ö. 5. veya 4. yüzyıla tarihlenen 2 ayrı bronz plak üzerinde birbirleri ile güreşen deve figürleri bulunmaktadır. Bu kanıtlar bize deve güreşlerinin en az 4000 yıl önce başladığını göstermektedir.”

Makalenin özetinden anlaşıldığı üzere eski bir gelenek bu deve güreştirme hadisesi. 'Savran' deve bakıcılarına verilen isimdir. Hayvanseverler develerin güreştirilmelerine karşılar. Savranlar ise develeri hayvan olarak görmediklerini dile getirirler. Her iki kesimin, kendince argümanları var. Deve güreşlerinin sadece seyrinden hoşlanan da bir kesim var. Seyircisi Biga’da yapılan güreşlerden anlaşılacağı üzere yüksek. Her ne kadar son dönemlerde ilçe merkezinden, Pekmezli Köyü’ne alınsa da deve er meydanına meraklısı koşa koşa gidiyor. Genelde kış aylarında yapılan bu organizasyonlar meraklılarını bir şekilde sarıp sarmalıyor.

İsmail Işık döneminde yapılan deve güreşleri için laf söyleyenlerin, güreşleri tasvip etmeyenlerin, Pekmezli’de fotoğraf karelerine girmek için yarıştıklarına şahit olduk. Bazı kesimlerce bulanık su diye nitelendirilen alkol, Biga Belediyesi’nin desteklediği Pekmezli Deve Güreşleri esnasında folklorik olarak yine, yeniden tüketildi. İnsan ister istemez merak ediyor. İnsan omurgasının, ana isale hattı o ara beklenmedik bir arıza mı veriyor? Yoksa bu durum beklenmesi gereken bir arıza mıdır? Eğer öyleyse bu durum danışıklı dövüş müdür? Yoksa sorun ana isale hattında değil, direkt omurgasız olmak ile alakalı bir durum mu? İnsan işte! Merak ediyor...

SON DAKİKA GOLÜ!

Futbol oynayan, o an saha kenarında olan, tribünde ve tv başında izleyenler için tarif edilmez duygular barındırır. Hele ki atılan gol ile şampiyonluk geliyorsa... Bir de tam tersi var tabi! Duş alırken birden suların kesilmesi mesela! Son dakika golünün müsebbibi sevinemez. Sevindiğini görmedim. Golü yiyen? Sevinmek bir kenara neredeyse evraka evraka diyerek sokağa öylece çıkarak bulduğu yeni küfürleri sıralama raddesine geliyor!

Biga’da son 4 yıldır yaşanan su kesintileri can sıkma eşiğini çoktan aşmıştır. Bu bir problemse ve bu zamana kadar çözüme kavuşmadı ise kimse kusura bakmasın bu iş bilmezliktir. Üstüne bahane olarak kuraklık dilendiriliyor ise bu iş bilmezliğin yanında aymazlıktır.

Cem Yılmaz'ın Aziz Efendi karakteri ile Yahşi Batı filminde Kızılderili kabilesinde karşısına çıkan totem ile ilgili repliğini izleyen herkes hatırlar. 'Folklorik olarak sana saygım sonsuz ama sana tapamam, totem!'

Hepimizin Bigası’ndan sevgilerle...