Öncelikle gazetemiz adına bu geç kalmışlık nedeniyle herkesten özür diliyorum. Kahramanmaraş merkezli 10 ilde etkili olan depremin ardından hayatın olağan akışının devam etmesini sağlayacak kadar güçlü değilmişiz.

Hatay’daki ailem, akrabalarım, arkadaşlarımla 3 gün boyunca iletişim kuramadım. Sadece telefon çektiği anlarda kısıtlı da olsa kısa mesaj ile haberleştik. Elektrik yoktu. Hatları meşgul etmek istemedim. Çok şükür ailemin ve çevremin yaşadığı Dörtyol’da yıkımın etkileri daha az kaldı. Ailem güvenli bir yerde. Ancak arkadaşlarımın ailelerinde, çevrelerinde yıkım büyük oldu. Ölümler, yaralanmalar, yıkımlar... Sağ kalanların, yaralı kurtulanların ise psikolojileri hayatın normal akışına geçilmesine daha uzun zaman olduğunu gösteriyor. Mesela kardeşim geceleri ışık kapatamıyor evde. Apartmanın kolonlarında bir sorun görünmemesine rağmen, ailem dönemiyor apartmana. Bunlar en basiti. Depremin haftası gelmiş geçmiş, hala girilemeyen enkazların olduğunu söylüyor arkadaşlarım.

Gösterildiği kadarıyla izliyoruz. Ne büyük dram. Çocukluğumun geçtiği yerler, anılarım, yaşadığım yerler enkaz yığını. Daha geçen Kasım ayında 2 hafta kalmıştım. Aralık ayında gittim. Eylül’de gittim. Yaz başında gittim. Doya doya gezdim, sevdiklerimle zaman geçirdim. Ama artık sanki savaştan bir görüntü izliyorum. Sanki bir savaş filminden kesitin içindeyiz. Üzgünüm. Kahroluyorum.

******

Tüm bunları en açık çıplaklığıyla yaşarken, Biga’da sıcak kahve köşesinde saçma sapan tartışmalar yapan, toplumu sağcı-solcu diye ayırıp küfürler savuran bir güruhun olduğunu da yakından gördüm. Koskoca ülkenin 10 ili ağır hasar görmüş. Bir daha aynı duruma gelmesi ne ekonomik ne de psikolojik olarak çok zor. İnsan utanır. Depremzede, ailesi göçük altında, ömrü boyunca hizmet ettiği devletin sıcak elini bir defa yanında istemiş. Görememiş ve “Nerede bu devlet!” diye bağırıyor. Ne siyaseti kardeşim! Bırakın insanlar acılarını dile getirsin. Bırakın insanlar bari bugün özgürce çığlık atabilsin. Bırakın tehdit etmeyi. Varlığınızın temeli iktidarın saltanatı depremzedelerin siyasetiyle gitmez, merak etmeyin. O bölgenin insanı bu iktidarı hiç yarı yolda bırakmadı, sırtında taşıdı. Bir kez bile sorgulamadı. Bırakın da bir gün en ihtiyacı olduğu anda göremediği iktidara içini döksün. Ama ona bile tahammülü kalmamış bir grup insanın. Asıl siyaset, kendi iktidarlarının devam etmesi için orada yaşanan aksaklıkları, acıları, koordinasyonsuzluğu, geç kalınmışlığı görmezden gelip, oradaki insanların yardım çığlığını kısmaya çalışmaktır. Yapmayın.

******

Şimdi gelelim en önemli meseleye. Uzmanlar Biga fayı ve Marmara fayıyla ilgili uyarılarda bulunuyor. Peki biz Biga’nın depremden nasıl etkileneceği ile ilgili bir çalışma yaptık mı? Hala yumuşak zeminlere bina yapmaya devam ediyoruz. Biz, Biga’daki binaların depreme dayanıklılığı ile ilgili bir çalışma yaptık mı? Biga’nın deprem öncesi ve deprem sonrası olası bir hazırlığı var mı? Tahliye planlarımız hazır mı? Biga’da olası bir depremin yıkıcı hasarına karşı çadır, konteyner var mı? İnsanımızı psikolojik olarak depreme karşı hazır hale getirecek bir çalışma programımız var mı? Deprem sigortası konusunda binalarımız için ne kadar bilinçliyiz? Kızılay belediye etkinliklerinde çorba dağıtacak kadar siyasileşmişken, seçimlerde Ankara’dan bir günde üye yapılanların siyasi hırsla bir seçim gerçekleştirmişken, kimse üzerine alınmasın, iş bilmez birinin inisiyatifine bırakılması ne derece doğru? Acımız var, ama artık ayağa kalkmalı ve ilçemiz için en önemli projeyi hayata geçirmeliyiz. Sayın kaymakamımızı, sayın belediye başkanımızı, şehrimizi yöneten tüm kurum ve kuruluşlar ile sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerini bir an önce depreme hazırlık için harekete geçmeye, seferberlik başlatmaya davet ediyorum. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde uzmanlar var. Deprem uzmanı Prof. Dr. Doğan Perinçek hemşehrimiz hemen yanı başımızda. Çalışmaya başlamak zorundayız. Hem de hep birlikte ve hemen işe koyulmalıyız.

Aylardır deprem haberleri yapıyoruz. Aylardır uzmanların uyarılarını paylaşıyoruz. Aylardır ‘Biga depreme hazırlıklı mı?’ diye soruyoruz. Zaman kaybetmeden, Biga’nın deprem öncesi ve sonrası hazırlık planının hazırlanması, uygulanabilir hale getirilmesi ve halka deklare edilmesi gerekiyor. Bu, hepinizin en acil, en öncelikli görevi. Deprem öldürmez çünkü. Binalar öldürür, koordinasyonsuzluk öldürür, geç alınmış kararlar öldürür, hazırlıksızlık öldürür, rant için yapılan imar düzenlemeleri öldürür.

******

Transpalet başlarında, forklift tepesinde, kamyon kasasında fotoğraf vermek, kusura bakmayın beni öfkelendiriyor. İnsanların canı yandı. İnsanlar öldü. İnsanlar sevdiklerinin başında, gelmeyen iş makinaları ve AFAD yüzünden sevdiklerini kaybetti. Depremzedeler üzerinde tepinmeyi bırakıp, PR çalışmalarıyla zaman kaybetmek yerine, bir an önce bu kentin sorumlusu olarak göreve başlayın. Bizler de depreme hazırlık konusunda, burada yaşayan her Bigalı gibi sonsuz destek verelim.