KIYIDA KÖŞEDE BİR YER

Ya öyle değilse?

İnsanın varoluşundan beri bu soruyu soran ve gerçeği arayan insanlar, toplumun önüne hep iftira ve yalanlar ile atıldılar. Tarih boyunca biat eden, sorgulama yetisini kaybetmiş, korku kültürüne yenik düşmüş ve asıl olanın kendisinin olduğunu unutan hep çoğunluk oldu. Yönetenler, hep azınlık oldu. ‘Ya öyle değilse?’ sorusunun cevabını haykıranlarsa azınlığın yönettiği bu çoğunluk tarafından duyulmaz oldu. Çok sonra doğru söyledikleri anlaşılan bilim ve sanat insanları, yaşarken görmedikleri ihtimamı öldükten sonra hiç tanımadıkları insanlardan gördüler.

Hey gidi günler!

Tanıtım tanıtımında (!) görüldüğü ve geçen zamanın bize yaşattıkları, 3 buçuk yıl; fen işleri, park bahçeler ve kültür sosyal işler müdürlüğü gibi belediye birimlerinin, başkan olmasa da yapacağı işler ile geçti. Gelecek seçimler yaklaştığına göre, bana zaten samimi gelmeyen, ‘gelecek nesiller’ söyleminin sanırım rafa kalkma zamanı geldi...

***

Son yerel seçim öncesi Biga Dernekler Platformu olarak; Biga belediye başkan adaylarını, projelerini dinlemek üzere davet etmiştik. Orada o zaman aday olan, şimdinin belediye başkanı tarafından bana sorulan bir soru, seçim sonrası ‘hayırlı olsun’ ziyaretine gittiğimizde mensubu olduğum dernek ile siyaset yapmak ile itham etmesi olmuştu... Sanırım o dönem sayın başkan, hemen herkese aynı söylemi kullanıyordu. Bu örnekler ve bu zamana kadar benzer birçok duruma rağmen, Bigalı Mehmet Çavuş Güreş Turnuvası’nın davetiyesi olarak hazırlanan kırmızı dipli mumu kendisinin bilgisi olmadan tabiri caizse zorla aldım. Olmayan selamı ile birlikte daveti amcama ilettim... Amcam eski pehlivandır. Birincilikleri olan başarılı bir geçmişi var. Jübilesine gelen isimleri hatırlıyorum. Hepsi efsane isimlerdi. Amcamın Bigalı olduğunu yazmama sanırım gerek yok. Tüm yurtta coşkuyla kutlandı.

5 Eylül tarihinde başlayıp 18 Eylül gecesi biten, Biga'nın kurtuluşu etkinliklerinde emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ederim. Gerek belediye çalışanları, müdüründen işçisine, taşeron çalışanından tedarikçisine, yerli ve yabancı tüm emek verenleri canı gönülden tebrik ederim. Motofest için Bigmok Yönetim Kurulu ve kulüp üyelerini ayrıca kutluyorum. Kurtuluş etkinlikleri kapsamında gerçekleşen Motosiklet Festivali’ne bu kadar yoğun bir katılım gerçekleştiyse bunun başlıca sebebi, dernek üyelerinin iyi ilişkileri ve gidilen festivallerin iade-i ziyareti olduğunu düşünüyorum. Ayrıca etkinlik sırasında gerek karşılama, sorun çözme ve misafirperverlikleriyle tam not aldıklarını, misafirlerden bizzat iletenlere şahit oldum. Tekrar tekrar kendilerini tebrik ediyor ve emeklerine sağlık diyorum.

Hem Motofest hem de belediye meydanındaki konserler, Bigalıların eğlenmeyi özlediğinin açık bir belirtisiydi. Özellikle belediye meydanında gerçekleşen konserler sayesinde eğlenmeyi özlemiş insanlar ile dolup taştı. Biga Belediyesi’nin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama etkinliğine olan özensizliğine ithafen yapılan eleştirel söylemlerin, ne kadar yerli yerinde olduğunu gözler önüne serilmiş oldu. İsteyince oluyormuş... Ve tüm yurtta coşku ile kutlandı!

Sahi; bu yıl Biga'nın Kurtuluşunun 100’üncü yılı kutlandı. Etkinliklerin tanıtımı için belediye bir basın toplantısı düzenlemişti. Videosunu izlemiştim. Bu kez tanıtımın tanıtımı değildi! Sahiden tanıtım yaptılar. ‘Yapacağız, olacak inşallah’ tadında. Basın mensuplarına;  önerilerinin olup olmadığının sorusunun sorulduğu bir toplantıydı. Elbette hazırlanan etkinlikleri anlattıktan sonra...

Çay demlenmiş, ince belliye dökülmüş, kararınca şeker atılmış ve bardaktaki çay karıştırılır mı? Yani manidar bir zamanda, sormuş olmak adına sorulmuş bir soruydu. Peki ya bu şehrin dinamiklerine sorulmuş muydu? Haziran ayında eski panayırların yerini alan, Biga Alışveriş ve Kültür Festivali’nin kültür kısmını dolu dolu dolduran kültür derneklerine manidar bir zamanda da olsa sorulmamıştı. Kent Konseyi başkanına ya da genel sekreterine sordunuz mu? Sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin oyları ile seçilen yönetim kurulu onlar değil mi? Gerçi adam kayırmacılık, fotoğraf karesine girince her işi halletmek ile meşgul oldukları için rahatsız etmek istememiş olabilirsiniz!

Haziran ayında söz verildiği için ve bütün yaz kurtuluş etkinliklerinde sahneye çıkma heyecanı ile çalışma yapan, Kafkas ekibindeki gençlerin yüzlerine nasıl bakacaksınız? Pomak, Boşnak ve Çerkes yemeklerini bu coğrafyada hala yapabilenler var. Haziran ayında hepsi tadılmadı mı? Tatları hala damağınızda değil mi? Biga'nın kurtuluşunda Biga'nın asli unsurlarına yer vermemek! Güreşlere Bigalı Mehmet Çavuş ismi verilmiş, Bigalı Mehmet Çavuş derneği yönetimi bu durumdan memnuniyetini gördüğüm kadarıyla gizlemedi. Hadi güreşler konusunda dernek yönetiminden fikir almadınız! Yönetime davet de göndermediniz! Ona da kabul. Fakat yaşayan torunlarını kırmızı dipli mum ile davet etmek, güreş esnasında küçük bir hediye ya da bir plaket vererek onore etmek nasıl aklınıza gelmedi? Güreş sırasında protokole girerken ismini cazgıra anons ettirdikten sonra protokolde ayrılan yerine geçenleri duydum ve gördüm. Dereceye girenlere madalya vermek üzere eski ilçe başkanlarının anonsları bile yapıldı da; torunlarına, eski güreşçilere plaketi geçtim, daveti neden çok gördünüz!

100. yılın önemli bir mihenk taşı olduğuna hemfikir olduğumuzu düşünüyorum. Bigalı eski pehlivanların yaşayan, ahirete intikal etmiş olanların isimlerini bilmiyor olabilirsiniz! Er meydanına ismini verdiğiniz değerli büyüğümüz İrfan Şahin abimize sormak neden aklınıza gelmedi? Biga ve Bigalılar;  kurtuluşunun 100. yılı şerefine genel bir tarih çalıştayını ve onun sonuç bildirgesini hak etmedi mi? Yerel ve ulusal tarihçilere bu konuda bir görüşmeniz neden olmadı? Olduysa bu görüşmelerin sonucunu Bigalılar neden bilmiyor? Daha sonra bu sonuç bildirgesinin kitaplaşması ve geleceğe ışık tutması adına arşivlerde yer almasına vesile olmak, neden size cazip gelmedi? Gelecek nesillere; hepimizin Bigasından (!)  yazılı, basılı bir eser bırakılmasını neden düşünmediniz? Unutanlara hatırlatacak, bilmeyenlere öğretecek bir çalışmayı elinin tersi ile itmek!

‘Gelecek seçimler için değil, gelecek nesiller için’ diye seçim propagandası için hazırlayacağınız bültenlerde; "99’uncu yılda yapılan etkinleri 100’üncü yılda da yaptık" gibi bir ibare en azından dürüstlük kavramına değer katar...

Sevgili Başkan. Başkanım diyebilmek için size oy vermem şart değil. Maalesef ama maalesef Biga'nın Belediye başkanı değil, belli bir zümre ve düşünce yapısının başkanı oldunuz. Ayaküstü bir sohbetimizde; ‘Sen de hemen kötü şeyleri söylüyorsun. Önce iyi şeyleri söyle, sonra kötüleri söylersin" dediğinizde ortam gürültülü olduğu için ifade edememiştim.

Uzun bir yazı oldu. Bu ifadenize cevabım ile bu haftaki yazımı sonlandırmış olayım. Fikrimle zikrim birdir, zihnimdeki dilimdedir. İçten pazarlıklı biri olmamak adına, yüze söylerim, arkadan konuşmam. Birinin yüzüne gülüp, arkasından kuyusunu kazmam. Kısacası; etrafınızda çok fazla olan dalkavukluk bana göre değil...